1 Nisan 2010

DOSTLUK

Dostluk, ruh ikizini bulmaktır. Aynı şeyleri paylaşmak, hoşlanmak ve keyif almaktır. Dostluk; sahiplenmek, korumak, arkalamak, yardımcı olmaktır.

Dostlukla arkadaşlığı karıştırmamak gerekir. Arkadaşlık yüzeyseldir. Ansiklopedik anlamdadır. Dostluk, derinden gelen bir sevgidir. Koruma ve kollama içgüdüsüdür. Arkadaşlık değişkendir. Samimiyet aranmaz. Düşmanınız bile bir zamanlar arkadaşınız olabilir; dostunuz asla düşmanınız olamaz.

Selam arkadaşı, okul arkadaşı, mahalle arkadaşı, komşuluk ilişkilerinden doğan arkadaşlık, iş arkadaşlığı, askerlik arkadaşı, takım arkadaşı ve benzeri gibi birçok yüzeysel arkadaşlık vardır. Kimisiyle sadece selamlaşırsınız, ya da üçbeş laf edersiniz, o kadar...

Ancak, dostluk öyle midir? Dostluk, sırtınızı dayadığınız kalın bir duvar;
sığındığımız bir liman, sırlarınızı paylaştığınız en eski ve en kutsal bir ilişkidir.
Dostluk, iki dostla kurulur. Dost, bu iki dosttan her birine denilir.
Dostluk ta cinsiyet ayrımı olmaz. Aynı cins arasında dostluk kurulabildiği gibi, ayrı cins arasında da dostluk kurulabilir.

Dostluk bazen kardeşler arasındaki ilişkilerden çok daha önemlidir. Kardeşinize, annenize, babanıza anlatamadığınız bir sırrınızı dostunuzla pekala paylaşabilirsiniz, kendinizi yanında huzur ve güvende hisseder, rahatlarsınız. İnsanların, bir çok şeylerini paylaşabildiği dostları olmalıdır.

Bir dost, yaşamınızın önemli bir sebebi olabilir. Sizi hayata bağlayabilir,başınız sıkıştığınızda başvuracağınız en yaşlı totem olabilir.

Dostu yitirmemek için çok çaba sarf etmek gerekir. Dostluk; incitmemek, kırmamak, küçük düşürmemek, bildiğiniz zaaflarından yararlanmamak; sırlarını saklamaktır. Bunlardan sadece birini yapmamanız halinde dostunuzu yitirmeniz an meselesidir.

İhanet eden dost yok mudur? Öyle çok ki!... Yıllarca aynı yastığa baş koymuş eşler birbirlerine ihanet ederken; dost ihanet etmez demek saçmalamaktır.
Hem de öyle bir ihanet eder ki, sizi düştüğünüz yerden kalkamayacak hale getirir; çevre değiştirmenize, iş değiştirmenize bile sebep olabilir.

Tarihteki en ünlü dost ihaneti Sezar"la Brütüs arasında yaşanmıştır. Sezar"ın en güvendiği dostu olan Brütüs, Sezar"ın düşmanlarına sırlarını ifşa etmiş, onlarla birlik olarak kurulan komploda en büyük rolü oynamıştır. Sezar"ın öldürülmesi için hazırlanan bu komplo onun sayesinde başarılmıştır. Sezar aniden sırtında büyük bir acı duyarak dönüp baktığında, Brütüs"ün havaya kalkık hançerli elini görmüş ve o hepimizin bildiği ünlü sözünü söylemiştir: "Sen de mi Brütüs?"
Herşeye karşın dostları olmalı insanın. Yüreğini açabildiği, sırlarını paylaşabildiği, ekonomik olarak yardımlaşabildiği, gerçek anlamda sevdiği, sığındığı dostları olmalı insanın.
Dostsuz da yaşanmaz, aşksız da...Her ikisi de olmalı; ancak şuna inanın, bazen dostunuzla paylaştıklarınızı aşkınızla paylaşamazsınız. Bir bakarsınız ki paylaştığınız aşk değil, sadece bedenlerinizdir. İşte bu nedenledir ki, özellikle günümüzde tükenmekte olan bir neslin son temsilcisi dostlarımızı yitirmemek; güzel başlamış ve yaşadığımız sürece sürmesini dilediğimiz dostluğumuzu bitirmemek için üstün çabalar sarf etmeli ve dostluğu korumak adına hiçbir fedakarlıktan kaçınmamalıyız.

Unutmayın ki dostlarınız, sırtınızı dayadığınız bir duvar, sığındığınız bir liman, yanında huzur ve güven duyduğunuz bir kalenizdir.


Bazen susarsın, bazende suskunluğuna yanarsın bazen üzülürsün bazende mutlu
olmaktan kaçarsın.

Bazen değer verirsin birine ama bazende onun değersizliğine verdiğin değerden utanırsın.

Bazen konuşmak dertleşmek istersin biriyle ama bazende insanların iki yüzlülüğü gelir aklına. Yine susarsın.

Bazen birinin gözlerine saatlerce bakmak istersin ama baktığın gözlerin senin gibi bakmadığını görünce başını çevirirsin.

Bazen aşkı buldum diye haykırmak istersin.

Bazende sesini duymak istediğin kimseyi asla yanında bulamazsın!

1 yorum:

ctm5168aksaray dedi ki...

'Unutmayın ki dostlarınız, sırtınızı dayadığınız bir duvar, sığındığınız bir liman, yanında huzur ve güven duyduğunuz bir kalenizdir'.

Yazınzın son bölümünden alıntı.Ne güzel özetlenmiş dostluk. Elinize dilinize sağık.

HAKKIMDAKİ HER ŞEY

Yıllardır okuduğum kitap, dergi, gazete vs.lerden not aldığım özlü sözleri, fıkraları, elektronik postama gelen eğitici ve öğretici kıssadan hisse paylaşımları, bazen ağlatan, bazen güldüren, bazen ders veren öyküleri, sağlıklı yaşam önerilerini hayata dair herşeyi blogumda sizlerle paylaşmak istedim.

Amacım öğrenmek, daha fazla öğrenmek, öğrendiklerimi sizlerle paylaşmak, eğlenmek, eğlendirmek, güzel ve zevkli vakit geçirmek.

Burçlarla ilgim hiç yoktur -"ikizler burcu"nun bildiğim tek özelliği öğrenmeye sonsuz meraklıdır- bu özelliği çok iyi taşıdığım kesin.

Doğa aşığıyım saatlerce doğa belgesellerini izlemekten sıkılmam. Bunda adımın çiçek olmasının ve mesleğimin de etkisi vardır.

Sıkı bir lakto vejeteryanım. "Et, tavuk, balık ve yumurta yemeyen ama süt ve süt ürünlerini tüketen vejeteryanlar" Hayvan sevgim vejeteryan olmamı sağladı.


Klasik Türk Müziği ve eski nostaljik şarkıları dinlerim. Alpay, İlhan İREM, Ajda PEKKAN, Erol EVGİN, Yıldırım GÜRSES... hayranıyım.

Bloguma yapacağınız eleştiri ve yorumlar benim için önemlidir. Bu sayede eksiklerimi görür, düzeltirim. Eleştiriye çok açık olmadığım söylenir ama işin aslı öyle değil. (Lütfen blogumu eleştirip, yorumlarken bunu dikkate almayın çünkü beni değil blogumu eleştiriyorsunuz) Eleştirileriniz doğrultusunda blogumu yönlendiririm ve mutlaka dikkate alırım.

Eleştiri konusunda hayat felsefem: Karşımdakinin beni eleştirmesi için beni çok iyi ve içten tanıması, beni gerçekten sevdiğine inanmam lazım. Aksi takdirde eleştiriye kapalıyımdır karşımdaki insan arkadaşım, dostum aile bireyim beni çok iyi tanıyorsa ve sevdiğinden şüphem yoksa çok acımasız eleştirebilirler ve eleştirirler de ...

İnsanlarla iletişimim güçlüdür -en azından ben böyle düşünüyorum.- Çünkü insanları hatalarıyla kabul ederim zaten hatasız insan olduğuna inanmayanlardanım ben dahil. Bu konuda hayat felsefem Mevlana'nın "Hatasız dost arayan dostsuz kalır" sözüdür. Orhan Gencebay'da bir şarkısında "Hatasız kul olmaz" sözüyle arkadaşlık ve dostluk felsefemi çok iyi tanımlamış.

Fazla duygusalım değişmeyi denedim bu özelliğimden vazgeçemeyeceğimi anlayınca vazgeçtim. Zaten duygusal olmak da insan olmanın bir erdemi.

İNTERNET İLETİŞİM KOPUKLUĞU YAPIYOR MU?

OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİN ZORUNLU OLMASI DOĞRU BİR UYGULAMA MI?

MEDYANIN KÜLTÜR YOZLAŞMASI YAPTIĞINA İNANIYOR MUSUNUZ?

CANIM EDİZ UFUK'UM

CANIM EDİZ UFUK'UM
Hayatımın Anlamı

Blog Listem

CANIMIN İÇİ

CANIMIN İÇİ

Üniversite giriş sınavının tekrar iki basamaklı sınav olması sizce:

Okul öncesi yaştaki çocuklara bilgisayar sizce yararlı mı, zararlı mı?

CANLARIM

CANLARIM
HAYATIMA ANLAM VERENLER

Bu Blogda Ara

Ahh! Kalbim

Ahh! Kalbim
Powered By Blogger

İzleyiciler

HAKKIMDA

Fotoğrafım
AĞRI, Türkiye
Klasik ikizler burcuyum. Yeni şeyler öğrenmeye, yeni yerler görmeye meraklıyım. Doğa tukunuyum.Kendimle barışık bir insanım bu konuda hayat felsefem Tevfik Fikret'in " Hak bildiğin yolda yalnız da olsa yürüyeceksin ve "çoğunluğun doğru demesi benim bu sonucu doğru dememi gerektirmez" sözüdür." İnsanlarla iletişimim güçlüdür ama hemen dost olmam. Çünkü dostluk "sevgi, saygı, güven, özveri ve sadakat üzerine kuruludur.İnsanları hatalarıyla kabul ederim şimdiye kadar hiç hatasız arkadaş aramadım. Zaten kusursuz insan olduğuna da inanmam. Mevlana'nın "Hatasız dost arayan, dostsuz kalır" ve Orhan GENCEBAY'ın bir şarkısında söylediği "Hatasız kul olmaz" sözünü dostluk felsefem olarak belirledim. Fazla modern görünmeme rağmen yeniliklere zor adapte olurum. Eski alışkanlıklarımı değiştirmek, onlardan vazgeçmek zor gelir bana.Benim için önemli olan bir şeyi benim beğenmemdir başkalarının ne dediğini fazla umursamam hatta hiç umursamam. Beğenmediğim tek yönüm hayattaki güçlüklerin beni çabuk pes ettirmesi, olumsuz duygular yüklemesi ve bu duygulardan zor kurtulmam. Değişmeyi çok denedim ama şimdiye kadar başaramadım. Bundan sonrası içinde haydi hayırlısı...Lakto vejeteryanım.