10 Ocak 2010

STRESİ NASIL YENMELİ?

Sağlığınızı etkileyen stresi yenmenin 5 yolu..

Stres, günümüzde adeta ‘olmazsa olmaz’ hale geldi. Ancak stresin yarattığı olumsuz etki, etkisi kişiden kişiye değiştiği gibi meslekten mesleğe de değişiyor. Araştırmalar, gazeteciliğin en stresli mesleklerden biri olduğunu gösteriyor. Stres ise kişinin sağlığını olumsuz şekilde etkiliyor.

Stres, kalbe zarar!
Ciddi boyutlarda ve uzun süre devam eden stresin kalp sağlığı için zararlı olabildiğini belirten Kalp Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Seden Erten Çelik, stresin başta bağışıklık sistemi olmak üzere kalp ve dolaşım sistemini de etkileyerek koroner arter hastalığı, hipertansiyon gibi kalp rahatsızlıklarına neden olabildiğini ifade ediyor ve şunları ekliyor:
“Bu durum başta bağışıklık sistemini bozarak kişiyi her tür hastalıklara karşı savunmasız hale getiriyor. Bu olumsuzluklara; hareketsizlik, kötü beslenme, sigara, alkol gibi kötü alışkanlıkların da eklenmesi kalp hastalıklarına davetiye çıkarıyor. Diğer stresli ve baskı altında çalışanlar gibi gazetecilerde de düzensiz beslenme, sigara kullanımı gibi olumsuz faktörlere, genetik yatkınlığın da eşlik etmesi kalp hastalıklarına yakalanmayı kaçınılmaz kılıyor.

Yapılan çeşitli çalışmalarda iş stresi yoğun olan kişilerde, adrenalin seviyeleri normalden yüksek olarak bulunmuş Ağır stres durumunda vücutta adrenalin salgısı artışına bağlı olarak kan basıncı, kalp hızı ve kan şekerinde yükselmeler görülüyor. Bu yükselmelerin yanı sıra kanın pıhtılaşmasında da artış meydana geliyor. Bunların sonucunda da kalp krizi geçirme riski yükseliyor.”

Hayatta stres yaratan durumları kontrol altına alınamıyorsa, stresle baş etme yöntemlerinin öğrenilmesi gerektiğini belirten Acıbadem Maslak Hastanesi Klinik Psikologlarından Esra Başöz yoğun stres altında çalışanlar için önerilerde bulundu:

1-Uzun süre aç kalmayın!

Stresle baş etmede doğru beslenmenin de önemli bir rolü bulunuyor. Uzun süre aç kalan kişilerde, aç kalmaya bağlı olarak “hipoglisemi” denilen durum oluşuyor. Genel olarak kan şekerinin aşırı düşmesi olarak tanımlanabilen hipoglisemi, kişiyi strese yatkın bir hale getiriyor. Kaygı, baş ağrısı, baş dönmesi, titreme ve kalp aktivitesinde artma şeklinde belirti veren hipoglisemi, kişinin kendisini huzursuz ve sabırsız hissetmesine neden oluyor. Bu huzursuzluk ve sabırsızlık, kişinin normalde stres yaratıcı bir durum olarak algılamayacağı şeyleri bile stres yaratıcı durumlar olarak algılamalarına neden oluyor. Uzun süre aç kalmamak için çantanızda atıştırmalık yiyecekler bulundurmanız da yarar var.

2-İş yeri stresine karşı küçük önlemler alın
İş yerindeki stres, üzerinde durulması gereken, yaşam kalitesini ciddi düzeyde düşüren ve çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilen önemli bir sorun. Bu yüzden çalışma stilleri ya da iş ilişkileriyle ilgili bazı değişiklikler yapılarak, iş hayatındaki stres kaynakları mümkün olduğunca azaltılmaya çalışılmalı. Bunlar, işleri planlayarak yapma, zamanı iyi kullanmaya çalışma, stres yaratan kararları ve işleri mümkünse erteleme, problem çözme becerilerini arttırma, duygusal paylaşımlarda bulunma ve psikolojik destek alma şeklinde olabilir.

3- Yeterli uyku uyuyun ve spor yapın
Stresli işlerde çalışanlar yeterli uyku uyuduklarından da emin olmalılar; çünkü uykusuzluk da kişinin yaşadığı stres düzeyini arttıran önemli bir faktör.
Spor yapmak da stresle baş etmeyi kolaylaştırıyor. Yoga, meditasyon gibi gevşetici egzersizler stresle baş etmede çok etkili oldukları için tercih edilebilir. İş dışında, işi tamamen akıldan çıkarabilecek bir hobi edinmek ve yeni bir şeyler öğrenmek de stresi azaltmak için oldukça yararlı.

4-Strese yol açan besinlerden uzak durun
Strese yol açan beslenme alışkanlıklarından vazgeçilmeli. Bazı besinler vücutta yorgunluğu ve sinirsel duyarlılığı arttırıp, stres tepkisini harekete geçiriyor ve strese dayanma gücünü azaltıyor. Bu besinlerin başında kahve geliyor. Aşırı kahve tüketimi kişinin kendini kaygılı, sinirli, huzursuz hissetmesine yol açabiliyor. Aşırı düzeyde çay, kola, çikolata ve kakao tüketen kişiler için de aynı durum söz konusu. Bu nedenle çay, kahve yerine papatya, melisa gibi rahatlatıcı etkiye sahip bitki çayları tercih edilebilir.

5-Vücudunuzu vitaminsiz bırakmayın

Kaygı, depresyon, uykusuzluk ve kalp-damar hastalıklarına yol açan B1, B5, B6 ve B2 vitaminlerinin eksikliği, aynı zamanda strese karşı toleransı ve bunlarla baş etme becerisini düşürüyor. Sürekli stres altında olan kişilerin kan tahlili yaptırarak bu vitaminlerin vücutlarında eksik olup olmadığına baktırmaları, doktorlarına danışmaları ve gerekliyse vitamin desteği alması gerekiyor.

Hiç yorum yok:

HAKKIMDAKİ HER ŞEY

Yıllardır okuduğum kitap, dergi, gazete vs.lerden not aldığım özlü sözleri, fıkraları, elektronik postama gelen eğitici ve öğretici kıssadan hisse paylaşımları, bazen ağlatan, bazen güldüren, bazen ders veren öyküleri, sağlıklı yaşam önerilerini hayata dair herşeyi blogumda sizlerle paylaşmak istedim.

Amacım öğrenmek, daha fazla öğrenmek, öğrendiklerimi sizlerle paylaşmak, eğlenmek, eğlendirmek, güzel ve zevkli vakit geçirmek.

Burçlarla ilgim hiç yoktur -"ikizler burcu"nun bildiğim tek özelliği öğrenmeye sonsuz meraklıdır- bu özelliği çok iyi taşıdığım kesin.

Doğa aşığıyım saatlerce doğa belgesellerini izlemekten sıkılmam. Bunda adımın çiçek olmasının ve mesleğimin de etkisi vardır.

Sıkı bir lakto vejeteryanım. "Et, tavuk, balık ve yumurta yemeyen ama süt ve süt ürünlerini tüketen vejeteryanlar" Hayvan sevgim vejeteryan olmamı sağladı.


Klasik Türk Müziği ve eski nostaljik şarkıları dinlerim. Alpay, İlhan İREM, Ajda PEKKAN, Erol EVGİN, Yıldırım GÜRSES... hayranıyım.

Bloguma yapacağınız eleştiri ve yorumlar benim için önemlidir. Bu sayede eksiklerimi görür, düzeltirim. Eleştiriye çok açık olmadığım söylenir ama işin aslı öyle değil. (Lütfen blogumu eleştirip, yorumlarken bunu dikkate almayın çünkü beni değil blogumu eleştiriyorsunuz) Eleştirileriniz doğrultusunda blogumu yönlendiririm ve mutlaka dikkate alırım.

Eleştiri konusunda hayat felsefem: Karşımdakinin beni eleştirmesi için beni çok iyi ve içten tanıması, beni gerçekten sevdiğine inanmam lazım. Aksi takdirde eleştiriye kapalıyımdır karşımdaki insan arkadaşım, dostum aile bireyim beni çok iyi tanıyorsa ve sevdiğinden şüphem yoksa çok acımasız eleştirebilirler ve eleştirirler de ...

İnsanlarla iletişimim güçlüdür -en azından ben böyle düşünüyorum.- Çünkü insanları hatalarıyla kabul ederim zaten hatasız insan olduğuna inanmayanlardanım ben dahil. Bu konuda hayat felsefem Mevlana'nın "Hatasız dost arayan dostsuz kalır" sözüdür. Orhan Gencebay'da bir şarkısında "Hatasız kul olmaz" sözüyle arkadaşlık ve dostluk felsefemi çok iyi tanımlamış.

Fazla duygusalım değişmeyi denedim bu özelliğimden vazgeçemeyeceğimi anlayınca vazgeçtim. Zaten duygusal olmak da insan olmanın bir erdemi.

İNTERNET İLETİŞİM KOPUKLUĞU YAPIYOR MU?

OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİN ZORUNLU OLMASI DOĞRU BİR UYGULAMA MI?

MEDYANIN KÜLTÜR YOZLAŞMASI YAPTIĞINA İNANIYOR MUSUNUZ?

CANIM EDİZ UFUK'UM

CANIM EDİZ UFUK'UM
Hayatımın Anlamı

Blog Listem

CANIMIN İÇİ

CANIMIN İÇİ

Üniversite giriş sınavının tekrar iki basamaklı sınav olması sizce:

Okul öncesi yaştaki çocuklara bilgisayar sizce yararlı mı, zararlı mı?

CANLARIM

CANLARIM
HAYATIMA ANLAM VERENLER

Bu Blogda Ara

Ahh! Kalbim

Ahh! Kalbim
Powered By Blogger

İzleyiciler

HAKKIMDA

Fotoğrafım
AĞRI, Türkiye
Klasik ikizler burcuyum. Yeni şeyler öğrenmeye, yeni yerler görmeye meraklıyım. Doğa tukunuyum.Kendimle barışık bir insanım bu konuda hayat felsefem Tevfik Fikret'in " Hak bildiğin yolda yalnız da olsa yürüyeceksin ve "çoğunluğun doğru demesi benim bu sonucu doğru dememi gerektirmez" sözüdür." İnsanlarla iletişimim güçlüdür ama hemen dost olmam. Çünkü dostluk "sevgi, saygı, güven, özveri ve sadakat üzerine kuruludur.İnsanları hatalarıyla kabul ederim şimdiye kadar hiç hatasız arkadaş aramadım. Zaten kusursuz insan olduğuna da inanmam. Mevlana'nın "Hatasız dost arayan, dostsuz kalır" ve Orhan GENCEBAY'ın bir şarkısında söylediği "Hatasız kul olmaz" sözünü dostluk felsefem olarak belirledim. Fazla modern görünmeme rağmen yeniliklere zor adapte olurum. Eski alışkanlıklarımı değiştirmek, onlardan vazgeçmek zor gelir bana.Benim için önemli olan bir şeyi benim beğenmemdir başkalarının ne dediğini fazla umursamam hatta hiç umursamam. Beğenmediğim tek yönüm hayattaki güçlüklerin beni çabuk pes ettirmesi, olumsuz duygular yüklemesi ve bu duygulardan zor kurtulmam. Değişmeyi çok denedim ama şimdiye kadar başaramadım. Bundan sonrası içinde haydi hayırlısı...Lakto vejeteryanım.