31 Ağustos 2009

BİR KÜÇÜK OĞLANCIK

Bir küçücük oğlancık bir gün okula başladı.
Pek mi pek akıllıydı.
Okulu da pek mi pek büyüktü.
Ama akıllı çocuk sınıfına dışarıdan kestirme bir yol buldu.
Buna çok sevindi.
Artık okul ona kocaman görünmüyordu.

Bir zaman sonra bir sabah
Dedi ki öğretmen
"Bugün resim yapacağız.."
"Ne güzel" diye düşündü çocuk.
Resim yapmayı çok severdi.
Her şeyin resmini yapardı:
Aslanlar, kaplanlar, tavuklar, inekler, trenler, gemiler.
Mum boyalarını çıkardı ve çizmeye başladı.

Ama öğretmen "Durun" dedi, "Henüz başlamayın!"
Ve herkes hazır görünene dek bekledi.
"Şimdi" dedi öğretmen, "Çiçek çizmesini öğreneceğiz".
"Ne güzel" diye düşündü çocuk. Çiçek çizmeyi çok severdi.
Ve en güzellerini yapmaya başladı:
Pembe, mavi, kavuniçi mum boyalarıyla.

Ama öğretmen "Durun" dedi.
"Size nasıl çizileceğini göstereceğim".
Yeşil saplı kırmızı bir çiçek çizdi.
"İşte" dedi öğretmen. "Şimdi başlayabilirsiniz".
Küçük çocuk bir öğretmenin çiçeğine baktı
Sonra kendi çiçeğine.
Kendi çiçeğini daha çok sevdi
Ama bunu söyleyemedi.
Defterinde sayfayı çevirip
Öğretmeninki gibi çizdi
Kırmızı bir çiçek sapı yeşil...

Bir başka gün
Dedi ki öğretmen:
"Bugün çamurdan bir şeyler yapacağız".
"Ne güzel" diye düşündü çocuk.
Çamurla oynamayı çok severdi
Her şeyi yapabilirdi çamurla:
Yılanlar, kardan adamlar, filler,
Fareler, arabalar, kamyonlar.
Başladı çamuru yoğurmaya
Ama öğretmen "Durun" dedi, "Henüz başlamayın!"
Ve herkes hazır görünene kadar bekledi.
"Şimdi" dedi öğretmen, "Bir çanak yapmayı öğreneceğiz".
"Ne güzel" diye düşündü çocuk.
Çanak yapmayı çok severdi.
Ve başladı yapmaya
Boy boy, şekil şekil çanakları.
Ama öğretmen "Durun" dedi.
"Size nasıl yapılacağını göstereceğim".
Ve de gösterdi herkese bir büyük çanağın nasıl yapılacağını.
"İşte" dedi öğretmen. "Şimdi başlayabilirsiniz".
Küçük çocuk bir öğretmenin çanağına baktı
Bir de kendi çanağına.
Kendi çanağını daha çok sevdi
Ama bunu söyleyemedi.
Çamur topağını yuvarlayıp yeniden
Yaptı öğretmeninki gibi derin bir çanak.

Ve çok geçmeden
Küçük çocuk
öğrendi beklemeyi, izlemeyi,
Ve her şeyi öğretmen gibi yapmayı.
Ve çok geçmeden
Başladı kendiliğinden hiçbir şey yapmamaya
Ama birdenbire
Taşınıverdiler başka bir eve,
Başka bir şehirde
Ve çocuk gitti başka bir okula.
Bu okul daha da büyüktü öbüründen.
Kestirme yolu da yoktu dışarıdan
Büyük basamakları çıkmak
Ve uzun koridorlardan geçmek gerekiyordu sınıfa kadar.

Ve daha ilk gün
Dedi ki öğretmen:
"Şimdi resim yapacağız".
"Ne güzel" diye içinden geçirdi çocuk.
Ve başladı beklemeye
Öğretmenin, ne yapmasını söylemesini beklemeye.
Ama öğretmen hiçbir şey söylemedi
başladı sınıfta dolaşmaya.
Küçük çocuğa gelince durup sordu:
"Resim yapmak istemiyor musun?"
"İstiyorum" dedi çocuk.
"Ama ne resmi yapacağız?"
"Ne resmi istersen" dedi öğretmen
"Nasıl çizmeliyim?" diye sordu çocuk
"Nasıl istersen" dedi öğretmen
"İstediğim renk mi?" diye sordu çocuk.
"İstediğin renk" dedi öğretmen,
"Eğer herkes aynı resmi yaparsa ve aynı renkleri kullanırsa
kimin neyi yaptığını ve neyin ne olduğunu nasıl anlarım ben?"
"Bilmem", dedi çocuk.
Ve başladı çizmeye:
Kırmızı bir çiçek, sapı yeşil...

Derleyen: Zeynep ORAL

Hiç yorum yok:

HAKKIMDAKİ HER ŞEY

Yıllardır okuduğum kitap, dergi, gazete vs.lerden not aldığım özlü sözleri, fıkraları, elektronik postama gelen eğitici ve öğretici kıssadan hisse paylaşımları, bazen ağlatan, bazen güldüren, bazen ders veren öyküleri, sağlıklı yaşam önerilerini hayata dair herşeyi blogumda sizlerle paylaşmak istedim.

Amacım öğrenmek, daha fazla öğrenmek, öğrendiklerimi sizlerle paylaşmak, eğlenmek, eğlendirmek, güzel ve zevkli vakit geçirmek.

Burçlarla ilgim hiç yoktur -"ikizler burcu"nun bildiğim tek özelliği öğrenmeye sonsuz meraklıdır- bu özelliği çok iyi taşıdığım kesin.

Doğa aşığıyım saatlerce doğa belgesellerini izlemekten sıkılmam. Bunda adımın çiçek olmasının ve mesleğimin de etkisi vardır.

Sıkı bir lakto vejeteryanım. "Et, tavuk, balık ve yumurta yemeyen ama süt ve süt ürünlerini tüketen vejeteryanlar" Hayvan sevgim vejeteryan olmamı sağladı.


Klasik Türk Müziği ve eski nostaljik şarkıları dinlerim. Alpay, İlhan İREM, Ajda PEKKAN, Erol EVGİN, Yıldırım GÜRSES... hayranıyım.

Bloguma yapacağınız eleştiri ve yorumlar benim için önemlidir. Bu sayede eksiklerimi görür, düzeltirim. Eleştiriye çok açık olmadığım söylenir ama işin aslı öyle değil. (Lütfen blogumu eleştirip, yorumlarken bunu dikkate almayın çünkü beni değil blogumu eleştiriyorsunuz) Eleştirileriniz doğrultusunda blogumu yönlendiririm ve mutlaka dikkate alırım.

Eleştiri konusunda hayat felsefem: Karşımdakinin beni eleştirmesi için beni çok iyi ve içten tanıması, beni gerçekten sevdiğine inanmam lazım. Aksi takdirde eleştiriye kapalıyımdır karşımdaki insan arkadaşım, dostum aile bireyim beni çok iyi tanıyorsa ve sevdiğinden şüphem yoksa çok acımasız eleştirebilirler ve eleştirirler de ...

İnsanlarla iletişimim güçlüdür -en azından ben böyle düşünüyorum.- Çünkü insanları hatalarıyla kabul ederim zaten hatasız insan olduğuna inanmayanlardanım ben dahil. Bu konuda hayat felsefem Mevlana'nın "Hatasız dost arayan dostsuz kalır" sözüdür. Orhan Gencebay'da bir şarkısında "Hatasız kul olmaz" sözüyle arkadaşlık ve dostluk felsefemi çok iyi tanımlamış.

Fazla duygusalım değişmeyi denedim bu özelliğimden vazgeçemeyeceğimi anlayınca vazgeçtim. Zaten duygusal olmak da insan olmanın bir erdemi.

İNTERNET İLETİŞİM KOPUKLUĞU YAPIYOR MU?

OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİN ZORUNLU OLMASI DOĞRU BİR UYGULAMA MI?

MEDYANIN KÜLTÜR YOZLAŞMASI YAPTIĞINA İNANIYOR MUSUNUZ?

CANIM EDİZ UFUK'UM

CANIM EDİZ UFUK'UM
Hayatımın Anlamı

Blog Listem

CANIMIN İÇİ

CANIMIN İÇİ

Üniversite giriş sınavının tekrar iki basamaklı sınav olması sizce:

Okul öncesi yaştaki çocuklara bilgisayar sizce yararlı mı, zararlı mı?

CANLARIM

CANLARIM
HAYATIMA ANLAM VERENLER

Bu Blogda Ara

Ahh! Kalbim

Ahh! Kalbim
Powered By Blogger

İzleyiciler

Blog Arşivi

HAKKIMDA

Fotoğrafım
AĞRI, Türkiye
Klasik ikizler burcuyum. Yeni şeyler öğrenmeye, yeni yerler görmeye meraklıyım. Doğa tukunuyum.Kendimle barışık bir insanım bu konuda hayat felsefem Tevfik Fikret'in " Hak bildiğin yolda yalnız da olsa yürüyeceksin ve "çoğunluğun doğru demesi benim bu sonucu doğru dememi gerektirmez" sözüdür." İnsanlarla iletişimim güçlüdür ama hemen dost olmam. Çünkü dostluk "sevgi, saygı, güven, özveri ve sadakat üzerine kuruludur.İnsanları hatalarıyla kabul ederim şimdiye kadar hiç hatasız arkadaş aramadım. Zaten kusursuz insan olduğuna da inanmam. Mevlana'nın "Hatasız dost arayan, dostsuz kalır" ve Orhan GENCEBAY'ın bir şarkısında söylediği "Hatasız kul olmaz" sözünü dostluk felsefem olarak belirledim. Fazla modern görünmeme rağmen yeniliklere zor adapte olurum. Eski alışkanlıklarımı değiştirmek, onlardan vazgeçmek zor gelir bana.Benim için önemli olan bir şeyi benim beğenmemdir başkalarının ne dediğini fazla umursamam hatta hiç umursamam. Beğenmediğim tek yönüm hayattaki güçlüklerin beni çabuk pes ettirmesi, olumsuz duygular yüklemesi ve bu duygulardan zor kurtulmam. Değişmeyi çok denedim ama şimdiye kadar başaramadım. Bundan sonrası içinde haydi hayırlısı...Lakto vejeteryanım.