Vadiden zirveye hızlı yükselmek için üzerinizdeki 'ağırlıklardan' kurtulmakla işe başlarsınız. Yolda önünüzdeki gidenleri gerinizde bıraktıkça ilerlediğinizi hissedersiniz. Yükselmek için zirveye yüzünüzü çevirdiğinizde, çoğu kez vadidekilere sırtınızı dönersiniz. Bazen dağ sanarak tırmandığınızın tepe olduğunu görürsünüz. Siz yükseldikçe vadidekilerin görüntüsü küçülür. Yükseldikçe iklim sertleşir, psikolojik sıcaklık, hassasiyet düşer. Çevrenizde daha az 'insan' daha çok -sizin gibi- 'tırmanıcı' görürsünüz. Tırmandıklarınızla kazıyarak yükseldikçe, tırnaklarınızın altına bazı pislikler dolar!
Çıktığınız zirve, daha büyük zirveleri görmenizi sağlar. İçinizdeki bir ses daha büyük bir başka zirveye tırmanmak için yeniden vadiye inmenizi söyler, diğer ses itiraz eder: "Bir daha başladığın yere dönemezsin!" der. Vadideki kadar cesur ve gözükara olamadığınızı görürsünüz, çünkü kaybedecek birşeyleriniz vardır artık. Sahip olduklarınızın aslında size sahip olduklarını görürsünüz. Sonunda tek amacınız 'zirvede kalmak' olur. Sırtınızı zirveye, yüzünüzü vadidekilere dönersiniz. Doğa yasasıdır; daima yüzünüzü döndüğünüz yönde ilerlersiniz!
Zirvede yaşamak yarışmaktır. Her gün unvan maçına çıkmaktır. Kazandıkça, vizeniz uzatılır. Skor tabelanızdaki rakam kadar değeriniz vardır. Sonuç almak her şeydir. Burada skor tabelası tanrısına tapılır! Sükunet, saadet ve samimiyet vadide kalmıştır. Zirvelerin tanrısı huzur değil hareket, saadet değil görkem, samimiyet değil profesyonellik ister. Geçmişte hafiflemek için vadide bıraktığınız 'ağırlıkların' önemini belki bir gün anlarsınız ama onları geri almak için kazandıklarınızı kaybetmeyi göze almanız gerekir.
Yine bir gün görürsünüz ki, zirveler kişilere mülk değil, devremülktür! Artık inme vaktiniz gelmiştir. Biraz hüzün kaplar içinizi. Zirvede ölmek şans, ölmeden inmek eğitimdir. En iyi manzarayı tırmanırken değil, zirveden inerken görürsünüz. Yükselirken sırtınızı döndüğünüz yaşamı ve insanları inerken yeni bir gözle 'okursunuz'. Tırmanırken bilginiz, inerken bilgeliğiniz artar. Sonunda hayattan aldıklarınızın, verdiklerinizin matematiği biter. Sizden geriye belki hoş bir ses, belki bir cümle, belki bir imge kalır. Ve bir iç ses "ben hayata oradan baktım" Ait olduğum yerde yaşadım!" Görkemli başarıların işte böyle hüzünlü bir ritmi vardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder