25 Ağustos 2009

CAN DÜNDAR'DAN "ZAAF"

ZAAF

Kedilerle ilgili bu durumu yeni
öğrenmiştim: Normalde sokak kedisi

kendini saldırgan köpeklere
karşı koruyabilirmiş. Bu direnci kıran tek sey

neymiş biliyor musunuz:
Sevgi... İnsanoğlu, eğer bir sokak kedisinin
başını okşar ve ona şefkat gösterirse kedicik kendisinin koruma altında
olduğunu

zanneder ve sivri tırnaklarını içeri çekermiş. Ve
vahşi köpeklerin

azgın dişlerini gırtlaklarında veya itlaf
ekiplerinin zehirli etlerini

midesinde bulurmuş.Küçücük bir
dokunuşta gardi düşen ve ölümcül yaralara
açık hale gelen sarmanların kaderinde
kendi aşk hayatımızın hülasasını buldum.

Biz de Eros'un
şefkatine sığınıp, sevdalanınca en mahrem zaaflarımızı

elevermiyor muyuz? Yıllar yılı ardına sığındığımız
barikatların anahtarını gönüllü

teslim edip, tırnaklarımızı içeri çekmiyor muyuz?
Sevginin bizi kollayacağına,

sarıp sarmalayacağına dair ön
kabulümüz yüzünden koruma duvarlarımızı
gönüllü kaldırıp
yaralarımızı açık hale getirmiyor muyuz? Sonra ne

oluyor?Sevdamız
en büyük zaafımıza dönüşüyor.
Saçımızı okşayan elin
bizi ilelebet kollayacağına inanıyor,
tatlı sözlere kanıyoruz.

Taklalar atıp, cilveler yapıyoruz. Ve en ummadığımız anda, en
korunaksız halimizle yakalanıyoruz aşkın hoyrat yüzüne...
Şefkatimiz katilimiz oluyor.

Ders almak mı? Ne münasebet!..Daha son ihanetin
yarası kabuk
bağlamadan,yeni yaralar için aralıyoruz kalbimizin kapilarını..
Zavallı bir kedi yavrusundan farkımız yok aşkın

pençe pençe darbe izleriyle,
her sıcak dokunuşta çocukça uysallaşıp, her

hayalkırıklığında "köpek gibi" pişman olarak, her terkedişte acı
çekip her dönüşte biraz daha kanayarak, kanayan yerlerimizi kediler

gibi dilimizle yalayarak, "Bir daha asla"larla
"Daima"lar arasında yalpalayarak

yara bere içinde yaşıyoruz.O yüzden "Melek"ler,
içe kıvrık patilerle gömülüyor.
Ve hayata

"Şeytan"lar hükmediyor.
Belki de en iyisi kuyruğu her daim dik tutmaktır...
şefkate kanmış
mefta bir ev kedisi olmaktansa, gardını almış hayatta

bir sokak kedisi kalmak daha iyidir.

CAN DÜNDAR

>

Hiç yorum yok:

HAKKIMDAKİ HER ŞEY

Yıllardır okuduğum kitap, dergi, gazete vs.lerden not aldığım özlü sözleri, fıkraları, elektronik postama gelen eğitici ve öğretici kıssadan hisse paylaşımları, bazen ağlatan, bazen güldüren, bazen ders veren öyküleri, sağlıklı yaşam önerilerini hayata dair herşeyi blogumda sizlerle paylaşmak istedim.

Amacım öğrenmek, daha fazla öğrenmek, öğrendiklerimi sizlerle paylaşmak, eğlenmek, eğlendirmek, güzel ve zevkli vakit geçirmek.

Burçlarla ilgim hiç yoktur -"ikizler burcu"nun bildiğim tek özelliği öğrenmeye sonsuz meraklıdır- bu özelliği çok iyi taşıdığım kesin.

Doğa aşığıyım saatlerce doğa belgesellerini izlemekten sıkılmam. Bunda adımın çiçek olmasının ve mesleğimin de etkisi vardır.

Sıkı bir lakto vejeteryanım. "Et, tavuk, balık ve yumurta yemeyen ama süt ve süt ürünlerini tüketen vejeteryanlar" Hayvan sevgim vejeteryan olmamı sağladı.


Klasik Türk Müziği ve eski nostaljik şarkıları dinlerim. Alpay, İlhan İREM, Ajda PEKKAN, Erol EVGİN, Yıldırım GÜRSES... hayranıyım.

Bloguma yapacağınız eleştiri ve yorumlar benim için önemlidir. Bu sayede eksiklerimi görür, düzeltirim. Eleştiriye çok açık olmadığım söylenir ama işin aslı öyle değil. (Lütfen blogumu eleştirip, yorumlarken bunu dikkate almayın çünkü beni değil blogumu eleştiriyorsunuz) Eleştirileriniz doğrultusunda blogumu yönlendiririm ve mutlaka dikkate alırım.

Eleştiri konusunda hayat felsefem: Karşımdakinin beni eleştirmesi için beni çok iyi ve içten tanıması, beni gerçekten sevdiğine inanmam lazım. Aksi takdirde eleştiriye kapalıyımdır karşımdaki insan arkadaşım, dostum aile bireyim beni çok iyi tanıyorsa ve sevdiğinden şüphem yoksa çok acımasız eleştirebilirler ve eleştirirler de ...

İnsanlarla iletişimim güçlüdür -en azından ben böyle düşünüyorum.- Çünkü insanları hatalarıyla kabul ederim zaten hatasız insan olduğuna inanmayanlardanım ben dahil. Bu konuda hayat felsefem Mevlana'nın "Hatasız dost arayan dostsuz kalır" sözüdür. Orhan Gencebay'da bir şarkısında "Hatasız kul olmaz" sözüyle arkadaşlık ve dostluk felsefemi çok iyi tanımlamış.

Fazla duygusalım değişmeyi denedim bu özelliğimden vazgeçemeyeceğimi anlayınca vazgeçtim. Zaten duygusal olmak da insan olmanın bir erdemi.

İNTERNET İLETİŞİM KOPUKLUĞU YAPIYOR MU?

OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİN ZORUNLU OLMASI DOĞRU BİR UYGULAMA MI?

MEDYANIN KÜLTÜR YOZLAŞMASI YAPTIĞINA İNANIYOR MUSUNUZ?

CANIM EDİZ UFUK'UM

CANIM EDİZ UFUK'UM
Hayatımın Anlamı

Blog Listem

CANIMIN İÇİ

CANIMIN İÇİ

Üniversite giriş sınavının tekrar iki basamaklı sınav olması sizce:

Okul öncesi yaştaki çocuklara bilgisayar sizce yararlı mı, zararlı mı?

CANLARIM

CANLARIM
HAYATIMA ANLAM VERENLER

Bu Blogda Ara

Ahh! Kalbim

Ahh! Kalbim
Powered By Blogger

İzleyiciler

Blog Arşivi

HAKKIMDA

Fotoğrafım
AĞRI, Türkiye
Klasik ikizler burcuyum. Yeni şeyler öğrenmeye, yeni yerler görmeye meraklıyım. Doğa tukunuyum.Kendimle barışık bir insanım bu konuda hayat felsefem Tevfik Fikret'in " Hak bildiğin yolda yalnız da olsa yürüyeceksin ve "çoğunluğun doğru demesi benim bu sonucu doğru dememi gerektirmez" sözüdür." İnsanlarla iletişimim güçlüdür ama hemen dost olmam. Çünkü dostluk "sevgi, saygı, güven, özveri ve sadakat üzerine kuruludur.İnsanları hatalarıyla kabul ederim şimdiye kadar hiç hatasız arkadaş aramadım. Zaten kusursuz insan olduğuna da inanmam. Mevlana'nın "Hatasız dost arayan, dostsuz kalır" ve Orhan GENCEBAY'ın bir şarkısında söylediği "Hatasız kul olmaz" sözünü dostluk felsefem olarak belirledim. Fazla modern görünmeme rağmen yeniliklere zor adapte olurum. Eski alışkanlıklarımı değiştirmek, onlardan vazgeçmek zor gelir bana.Benim için önemli olan bir şeyi benim beğenmemdir başkalarının ne dediğini fazla umursamam hatta hiç umursamam. Beğenmediğim tek yönüm hayattaki güçlüklerin beni çabuk pes ettirmesi, olumsuz duygular yüklemesi ve bu duygulardan zor kurtulmam. Değişmeyi çok denedim ama şimdiye kadar başaramadım. Bundan sonrası içinde haydi hayırlısı...Lakto vejeteryanım.