21 Ağustos 2009

GÜLMEK GARANTİ

Savaş Sigortası...

Sigortacının biri orduya gider. Askerler iştimadadır.
Başlar anlatmaya;

- ''Ben size sigorta satmaya geldim, sigortası olmayanlar savaşa gittiğinde beynine bir kurşun yerse, ailesi hiç para alamaz. Sigortalı olanların ailesine ise, devlet yüklü bir para öder. Şimdi kimler sigorta yaptırmak istiyor?"

Kimseden ses çıkmaz.

İki kez daha anlatır ama yine ses çıkmaz.
Sigortacı gitmek üzereyken kıdemli bir Başçavuş gelir ve;

- ''Bir de ben anlatayım, ben bunların dilini konuşurum'' der ve askerlere seslenir;

- ''Beyler, şimdi sigorta olup da beynine kurşun yiyenlere devletin ne kadar para ödeyeceğini
duydunuz'mu?''.

- ''Duyduk'' der herkes.

- ''Şimdi siz hesap edin. Bundan sonra ilk çıkacak savaşta devlet, savaşa sigortası olanları mı,
sigortasız olanları mı sürer?''...
****************************************************************************************************
Beş çocuklu bir aile hep birlikte lunaparka gitmişler. Babaları oyunlardan birinde tüfekle bütün hedefleri vurmuş ve kocaman bir oyuncak ayı kazanmış. Sonra çocuklarına dönüp sormuş:

- Eveet... bakalım bu oyuncak kimin olucak? Hanginiz annenizin her dediğini yapıyor,ona hic karşılık vermiyor? ,
Çocuklar önce bir durmuşlar.. Birbirlerine bakmışlar ve hep bir ağızdan cevap vermişler:

- Tamam baba, Oyuncak senin
...
**************************************************************************************************
Arkadaşlar çıkarın şişeleri...

Bir ayyaş grubu mezarlıkta içiyorlarmış. Bir müddet sonra mezarlığa bir cenaze getirilmiş. Ayyaşlardan biri kalkıp cenazenin yanına gidip, adamın neden öldüğünü sormuş. Cevap olarak adamın çok içtiğini bu yüzden genç yaşta, aniden öldüğünü söylemişler.

Ayyaş arkadaşlarının yanına dönmüş:
- " Arkadaşlar, bu içki çok kötü birşey, bak gencecik adamlar ölüyor, gelin vaktimiz varken biz bu içkiyi bırakalım. Haydi şişeleri kaldıralım." demiş.

Bunun üzerine ayyaş grubu içmeyi bırakıp, konuşmaya devam etmişler. Derken 15 dakika sonra bir cenaze daha gelmiş. Aynı adam tekrar cenazenin yanına gidip adamın neden öldüğünü sormuş. Adamın yakınları ölenin çok düzgün biri olduğunu, ne içki ne de sigara kullanmadığını, gencecik yaşta neden öldüğünü anlamadıklarını söylemişler. Bunun üzere sarhoş koşarak arkadaşlarına geri dönmüş ve:

- Arkadaşlar çıkarın şişeleri, topu topu 15 dakika farkediyor.
****************************************************************************************
Adam karısının zoruyla operaya gitmişti. Oyun sırasında kadın koluyla adamı
dürtüp fısıldadı:
- Bak önümüzdeki kadın uyukluyor...
Adam tıslayarak cevapladı:
- Bunu söylemek için mi uyandırdın beni?
**********************************************************************************************
Bir gün adamın biri telekız ile beş yüz dolara anlaşır.
Ve geceyi beraber geçirirler.

Ancak sabah olup sıra parayı ödemeye gelince, adamın cüzdanından yeteri kadar para çıkışmaz.

Telekıza yeterli parası olmadığını, işyerine vardıktan sonra parayı zarfla göndereceğini söyler.
Kız da kabul eder.
Adam zarfın üzerine daire kirası yazacağını söyler.
Adam işyerine vardıktan sonra parayı hazırlarken aslında gecenin o kadar da iyi geçmediğini, beklediği kadar da eğlenmediğini düşünür. Ve kadına beşyüz dolar yerine ikiyüzellidolar göndermeye karar verir.

Zarfın üzerine daire kirası olduğunu belirttikten sonra içine de şöyle
bir not iliştirir:
'Hanımefendi size beşyüz yerine ikiyüzelli dolar yolluyorum. Çünkü ben; dairenizin daha önce hiç kullanılmamış olduğunu düşünmüştüm,
ve salonun daha küçük olduğunu sanıyordum
...' Ayrıca dairenizin ısıtma sistemini de hiç beğenmedim. Daha sıcak olmasını bekliyordum...
Ve zarfı kurye ile yollar.
Kadın zarfı açtığında paranın eksik olduğunu görür ve yanındaki notu okur.
Ve hemen nota bir cevap yazar;

Beyefendi böylesi güzel bir dairenin daha önce kullanılmamış olabileceğini nasıl düşünürsünüz. Aslında salon hiç de büyük değil. Sizin salonun içini dolduracak kadar eşyanız olmadığı için size büyük gözükmüş olabilir.
Ayrıca ısıtma sistemi de iyidir ancak siz ateşlemeyi beceremediyseniz ben ne yapabilirim ?

Not: Zaten siz uyurken daire depozitosu olan 1000 doları cebinizden ödünç almıştım. Kira tam ödenmediğinde depozito ev sahibinde kalır.

*********************************************************************************************
Elini kana bulamadan kurtulmanın yolu!

Soyguncunun biri bir bankaya girmiş.
Çekmiş silahını havaya ateş etmiş.
Herkesin yere yatmasını istemiş
.
Kasalardaki paraları toplamış ve kapıya doğru yönelmiş.
Tam çıkacakken oradaki bir adama sormuş:
-'Beni gördün mü ?'
Adam şaşkınlıkla 'Evet gördüm.' deyince çekmiş tabancasını adamı alnından vurmuş.
Tam tekrar kapıya hamle etmiş ki kapının
yanında üç kişi duruyor.
Adama sormuş:
-'Beni gördün mü ?'
Adam gayet soğukkanlı bir şekilde, yaşlı hanımı göstererek yanıtlamış:
'-Valla ben hiçbirşey görmedim, ama sanırım kayınvalidem herşeyi gördü ...
**********************************************************************************************
Bir golf klübünün soyunma odasında bir sürü adam giyiniyormuş. Ortada duran bir cep telefonu çalmış, yakınındaki bir adam hands-free konuşma düğmesine basmış ve giyinirken konuşmaya başlamış.
ADAM: Alo
KADIN: Merhaba şekerim, kulüpte misin?
ADAM: Evet.
KADIN: Ay ben burada süper bir deri ceket gördüm. 1000 dolarcık. Alabilir miyim?
ADAM: Oluur, madem çok sevdin, al tabii.
KADIN: Aslında buradan önce de galeriye uğradım. 2009 model arabalar gelmiş, tam istediğim renkte birini buldum.
ADAM: Ne kadar?
KADIN: 60 000 dolarcık.
ADAM: O parayı vereceksem bütün aksesuarlarını isterim ama....
KADIN:Yaşasınnn! Bi şey daha var: Gecen sene beğendiğimiz ev yine satılık ve 450 000 dolar istiyorlar.
ADAM: Tamam, ama 420 000 dolardan fazla verme sakın.
KADIN: Oldu şekerim, sonra görüşürüz. Seni seviyorum.
ADAM: Ben de seni... Görüşürüz.

Adam telefonu kapatıp afallamış bir şekilde onu seyreden topluluğa döner ve sorar:

''Bu telefon kimin, bilen var mı?''

Hiç yorum yok:

HAKKIMDAKİ HER ŞEY

Yıllardır okuduğum kitap, dergi, gazete vs.lerden not aldığım özlü sözleri, fıkraları, elektronik postama gelen eğitici ve öğretici kıssadan hisse paylaşımları, bazen ağlatan, bazen güldüren, bazen ders veren öyküleri, sağlıklı yaşam önerilerini hayata dair herşeyi blogumda sizlerle paylaşmak istedim.

Amacım öğrenmek, daha fazla öğrenmek, öğrendiklerimi sizlerle paylaşmak, eğlenmek, eğlendirmek, güzel ve zevkli vakit geçirmek.

Burçlarla ilgim hiç yoktur -"ikizler burcu"nun bildiğim tek özelliği öğrenmeye sonsuz meraklıdır- bu özelliği çok iyi taşıdığım kesin.

Doğa aşığıyım saatlerce doğa belgesellerini izlemekten sıkılmam. Bunda adımın çiçek olmasının ve mesleğimin de etkisi vardır.

Sıkı bir lakto vejeteryanım. "Et, tavuk, balık ve yumurta yemeyen ama süt ve süt ürünlerini tüketen vejeteryanlar" Hayvan sevgim vejeteryan olmamı sağladı.


Klasik Türk Müziği ve eski nostaljik şarkıları dinlerim. Alpay, İlhan İREM, Ajda PEKKAN, Erol EVGİN, Yıldırım GÜRSES... hayranıyım.

Bloguma yapacağınız eleştiri ve yorumlar benim için önemlidir. Bu sayede eksiklerimi görür, düzeltirim. Eleştiriye çok açık olmadığım söylenir ama işin aslı öyle değil. (Lütfen blogumu eleştirip, yorumlarken bunu dikkate almayın çünkü beni değil blogumu eleştiriyorsunuz) Eleştirileriniz doğrultusunda blogumu yönlendiririm ve mutlaka dikkate alırım.

Eleştiri konusunda hayat felsefem: Karşımdakinin beni eleştirmesi için beni çok iyi ve içten tanıması, beni gerçekten sevdiğine inanmam lazım. Aksi takdirde eleştiriye kapalıyımdır karşımdaki insan arkadaşım, dostum aile bireyim beni çok iyi tanıyorsa ve sevdiğinden şüphem yoksa çok acımasız eleştirebilirler ve eleştirirler de ...

İnsanlarla iletişimim güçlüdür -en azından ben böyle düşünüyorum.- Çünkü insanları hatalarıyla kabul ederim zaten hatasız insan olduğuna inanmayanlardanım ben dahil. Bu konuda hayat felsefem Mevlana'nın "Hatasız dost arayan dostsuz kalır" sözüdür. Orhan Gencebay'da bir şarkısında "Hatasız kul olmaz" sözüyle arkadaşlık ve dostluk felsefemi çok iyi tanımlamış.

Fazla duygusalım değişmeyi denedim bu özelliğimden vazgeçemeyeceğimi anlayınca vazgeçtim. Zaten duygusal olmak da insan olmanın bir erdemi.

İNTERNET İLETİŞİM KOPUKLUĞU YAPIYOR MU?

OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİN ZORUNLU OLMASI DOĞRU BİR UYGULAMA MI?

MEDYANIN KÜLTÜR YOZLAŞMASI YAPTIĞINA İNANIYOR MUSUNUZ?

CANIM EDİZ UFUK'UM

CANIM EDİZ UFUK'UM
Hayatımın Anlamı

Blog Listem

CANIMIN İÇİ

CANIMIN İÇİ

Üniversite giriş sınavının tekrar iki basamaklı sınav olması sizce:

Okul öncesi yaştaki çocuklara bilgisayar sizce yararlı mı, zararlı mı?

CANLARIM

CANLARIM
HAYATIMA ANLAM VERENLER

Bu Blogda Ara

Ahh! Kalbim

Ahh! Kalbim
Powered By Blogger

İzleyiciler

Blog Arşivi

HAKKIMDA

Fotoğrafım
AĞRI, Türkiye
Klasik ikizler burcuyum. Yeni şeyler öğrenmeye, yeni yerler görmeye meraklıyım. Doğa tukunuyum.Kendimle barışık bir insanım bu konuda hayat felsefem Tevfik Fikret'in " Hak bildiğin yolda yalnız da olsa yürüyeceksin ve "çoğunluğun doğru demesi benim bu sonucu doğru dememi gerektirmez" sözüdür." İnsanlarla iletişimim güçlüdür ama hemen dost olmam. Çünkü dostluk "sevgi, saygı, güven, özveri ve sadakat üzerine kuruludur.İnsanları hatalarıyla kabul ederim şimdiye kadar hiç hatasız arkadaş aramadım. Zaten kusursuz insan olduğuna da inanmam. Mevlana'nın "Hatasız dost arayan, dostsuz kalır" ve Orhan GENCEBAY'ın bir şarkısında söylediği "Hatasız kul olmaz" sözünü dostluk felsefem olarak belirledim. Fazla modern görünmeme rağmen yeniliklere zor adapte olurum. Eski alışkanlıklarımı değiştirmek, onlardan vazgeçmek zor gelir bana.Benim için önemli olan bir şeyi benim beğenmemdir başkalarının ne dediğini fazla umursamam hatta hiç umursamam. Beğenmediğim tek yönüm hayattaki güçlüklerin beni çabuk pes ettirmesi, olumsuz duygular yüklemesi ve bu duygulardan zor kurtulmam. Değişmeyi çok denedim ama şimdiye kadar başaramadım. Bundan sonrası içinde haydi hayırlısı...Lakto vejeteryanım.