19 Ağustos 2009

KUYRUK ACISI

Vakti zamanında bir ihtiyar oduncu varmış.
Oduncu fazla geliri olmayan kendi kendine yeten bir insanmış.
Bir gün ormana gidecekken bir bakmış bir tane yılan evin duvarından içeriye bakıp gidiyor.
Oduncu, yılanı ürkütmeden yakalayabilmek için deliğin önüne bir miktar yiyecek koymuş.
Yılan az sonra gelip yiyeceği kapıp gitmiş.
Aradan fazla zaman geçmeden dönmüş.
Döndüğünde ağzında bir tane altın taşıyormuş.
Altını oraya bırakıp yine gözden kaybolmuş.
Oduncu gitmiş altını almış bakmış ki gerçek bir altın.
Deliğin önüne bir miktar daha yiyecek bırakmış.
Aynı olay yine tekrarlanmış.
Oduncu bu işten hayli keyiflenmiş.
O gün ormana gitmemiş bir kaç kez yiyecek bırakıp altını almış.
İzleyen günlerde bu olay sürüp gitmiş.
Oduncu artık odun işine gitmiyor, yiyecek verip altın alıyormuş.
Gel zaman git zaman oduncu iyice ihtiyarlamış.
Hasta yatağından kalkamaz olmuş.
Oğlunu yanına çağırıp bütün olan biteni anlatmış.
Oğlu da; "tamam baba senin yerine ben koyarım o yiyecekleri" demiş.
Söylediğini de yapmış bir süre.
Sonra oğlan kendi kendine "Ne uğraşıyorum ki bu işlerle" demiş.
"Yılanı öldüreyim deliği eşer gider altınların tümünü alırım olur biter"
Yiyeceği oraya bıraktıktan sonra duvarın dibine iyice gizlenmiş.
Elinde balta ile beklemeye başlamış.
Yılan gelmiş.
Yiyeceği almış tam dönecekken oğlan baltayı indirmiş.
Yılan döndüğü için kuyruğundan bir kısım kopmuş.
Yılan bu sinirle gelip oğlanı zehirlemiş.
Oğlan oracıkta ölüvermiş.
İhtiyar adam olanlara çok üzülmüş.
Yılanda artık görünmez olmuş.
Eski gücü de kalmayan oduncu iyice sefil olmuş.
Yinede her gün yeni bir ümitle yılanın deliğinin önüne yiyecek bırakıyormuş.
Bir gün yılan gelmiş yiyeceğe dokunmadan ihtiyara bakmış.
İhtiyar yılana seslenmiş; "Ne olduysa oldu artık gel barışalım eski günlere dönelim" demiş. ^
Yılan cevaben...!
Sende evlat acısı bende kuyruk acısı olduğu sürece biz asla eski günlerimize dönemeyiz" demiş.

Kuyruk acısı hikayesi budur.

Hiç yorum yok:

HAKKIMDAKİ HER ŞEY

Yıllardır okuduğum kitap, dergi, gazete vs.lerden not aldığım özlü sözleri, fıkraları, elektronik postama gelen eğitici ve öğretici kıssadan hisse paylaşımları, bazen ağlatan, bazen güldüren, bazen ders veren öyküleri, sağlıklı yaşam önerilerini hayata dair herşeyi blogumda sizlerle paylaşmak istedim.

Amacım öğrenmek, daha fazla öğrenmek, öğrendiklerimi sizlerle paylaşmak, eğlenmek, eğlendirmek, güzel ve zevkli vakit geçirmek.

Burçlarla ilgim hiç yoktur -"ikizler burcu"nun bildiğim tek özelliği öğrenmeye sonsuz meraklıdır- bu özelliği çok iyi taşıdığım kesin.

Doğa aşığıyım saatlerce doğa belgesellerini izlemekten sıkılmam. Bunda adımın çiçek olmasının ve mesleğimin de etkisi vardır.

Sıkı bir lakto vejeteryanım. "Et, tavuk, balık ve yumurta yemeyen ama süt ve süt ürünlerini tüketen vejeteryanlar" Hayvan sevgim vejeteryan olmamı sağladı.


Klasik Türk Müziği ve eski nostaljik şarkıları dinlerim. Alpay, İlhan İREM, Ajda PEKKAN, Erol EVGİN, Yıldırım GÜRSES... hayranıyım.

Bloguma yapacağınız eleştiri ve yorumlar benim için önemlidir. Bu sayede eksiklerimi görür, düzeltirim. Eleştiriye çok açık olmadığım söylenir ama işin aslı öyle değil. (Lütfen blogumu eleştirip, yorumlarken bunu dikkate almayın çünkü beni değil blogumu eleştiriyorsunuz) Eleştirileriniz doğrultusunda blogumu yönlendiririm ve mutlaka dikkate alırım.

Eleştiri konusunda hayat felsefem: Karşımdakinin beni eleştirmesi için beni çok iyi ve içten tanıması, beni gerçekten sevdiğine inanmam lazım. Aksi takdirde eleştiriye kapalıyımdır karşımdaki insan arkadaşım, dostum aile bireyim beni çok iyi tanıyorsa ve sevdiğinden şüphem yoksa çok acımasız eleştirebilirler ve eleştirirler de ...

İnsanlarla iletişimim güçlüdür -en azından ben böyle düşünüyorum.- Çünkü insanları hatalarıyla kabul ederim zaten hatasız insan olduğuna inanmayanlardanım ben dahil. Bu konuda hayat felsefem Mevlana'nın "Hatasız dost arayan dostsuz kalır" sözüdür. Orhan Gencebay'da bir şarkısında "Hatasız kul olmaz" sözüyle arkadaşlık ve dostluk felsefemi çok iyi tanımlamış.

Fazla duygusalım değişmeyi denedim bu özelliğimden vazgeçemeyeceğimi anlayınca vazgeçtim. Zaten duygusal olmak da insan olmanın bir erdemi.

İNTERNET İLETİŞİM KOPUKLUĞU YAPIYOR MU?

OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİN ZORUNLU OLMASI DOĞRU BİR UYGULAMA MI?

MEDYANIN KÜLTÜR YOZLAŞMASI YAPTIĞINA İNANIYOR MUSUNUZ?

CANIM EDİZ UFUK'UM

CANIM EDİZ UFUK'UM
Hayatımın Anlamı

Blog Listem

CANIMIN İÇİ

CANIMIN İÇİ

Üniversite giriş sınavının tekrar iki basamaklı sınav olması sizce:

Okul öncesi yaştaki çocuklara bilgisayar sizce yararlı mı, zararlı mı?

CANLARIM

CANLARIM
HAYATIMA ANLAM VERENLER

Bu Blogda Ara

Ahh! Kalbim

Ahh! Kalbim
Powered By Blogger

İzleyiciler

Blog Arşivi

HAKKIMDA

Fotoğrafım
AĞRI, Türkiye
Klasik ikizler burcuyum. Yeni şeyler öğrenmeye, yeni yerler görmeye meraklıyım. Doğa tukunuyum.Kendimle barışık bir insanım bu konuda hayat felsefem Tevfik Fikret'in " Hak bildiğin yolda yalnız da olsa yürüyeceksin ve "çoğunluğun doğru demesi benim bu sonucu doğru dememi gerektirmez" sözüdür." İnsanlarla iletişimim güçlüdür ama hemen dost olmam. Çünkü dostluk "sevgi, saygı, güven, özveri ve sadakat üzerine kuruludur.İnsanları hatalarıyla kabul ederim şimdiye kadar hiç hatasız arkadaş aramadım. Zaten kusursuz insan olduğuna da inanmam. Mevlana'nın "Hatasız dost arayan, dostsuz kalır" ve Orhan GENCEBAY'ın bir şarkısında söylediği "Hatasız kul olmaz" sözünü dostluk felsefem olarak belirledim. Fazla modern görünmeme rağmen yeniliklere zor adapte olurum. Eski alışkanlıklarımı değiştirmek, onlardan vazgeçmek zor gelir bana.Benim için önemli olan bir şeyi benim beğenmemdir başkalarının ne dediğini fazla umursamam hatta hiç umursamam. Beğenmediğim tek yönüm hayattaki güçlüklerin beni çabuk pes ettirmesi, olumsuz duygular yüklemesi ve bu duygulardan zor kurtulmam. Değişmeyi çok denedim ama şimdiye kadar başaramadım. Bundan sonrası içinde haydi hayırlısı...Lakto vejeteryanım.