Amerikalı John Smith, "Made in Japan" saatinin alarmı ile 06:00'da uyandı.
Bir yandan "Made in China" kahve makinesinde kahvesi fokurdarken "Made in Hong Kong" tıraş makinesi ile traş oldu.
Üzerine "Made in Sri Lanka" tişortunu ve "Made in Singapore" blujinini geçirdi. "Made in Korea" spor ayakkabılarını giydi.
Kahvenin yanında "Made in India" tavada yumurta yaptı.
Çalışma masasına geçti ve "Made in Mexico" hesap makinesi ile "Made in Taiwan" notebook'unda bazı hesaplar yaptı.
"Made in Germany" BMW'sine atladı, ilk benzincide "Imported from Saudi Arabia" benzinle arabanın deposunu doldurdu.
Bir süre ümitsiz biçimde Amerikan bir iş aradı.
Ama hergünkü gibi eve başı önde döndü.
"Made in Brasil" terliklerini ayağına geçirdi, "Made in Turkey" bornozunu giydi ve bir duş aldı. "Made in France" bir şarap açtı, "Made in Indonesia" LCD TV'sinde haberlere şöyle bir baktı.
John Smith, hala neden iş bulamadığını anlamış değil.
Hatta "Born in Kenya" bir başkana oy verdiği için umutlu da...
Bir yandan "Made in China" kahve makinesinde kahvesi fokurdarken "Made in Hong Kong" tıraş makinesi ile traş oldu.
Üzerine "Made in Sri Lanka" tişortunu ve "Made in Singapore" blujinini geçirdi. "Made in Korea" spor ayakkabılarını giydi.
Kahvenin yanında "Made in India" tavada yumurta yaptı.
Çalışma masasına geçti ve "Made in Mexico" hesap makinesi ile "Made in Taiwan" notebook'unda bazı hesaplar yaptı.
"Made in Germany" BMW'sine atladı, ilk benzincide "Imported from Saudi Arabia" benzinle arabanın deposunu doldurdu.
Bir süre ümitsiz biçimde Amerikan bir iş aradı.
Ama hergünkü gibi eve başı önde döndü.
"Made in Brasil" terliklerini ayağına geçirdi, "Made in Turkey" bornozunu giydi ve bir duş aldı. "Made in France" bir şarap açtı, "Made in Indonesia" LCD TV'sinde haberlere şöyle bir baktı.
John Smith, hala neden iş bulamadığını anlamış değil.
Hatta "Born in Kenya" bir başkana oy verdiği için umutlu da...
****************************************************************************************************
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder