20 Ağustos 2009

MÜSLÜMANA HARAM ÇEŞMESİ

''MÜSLÜMANA HARAM'' ÇEŞMESİ"

Vaktiyle Bursa' da bir müslüman, eski adı "Yahudilik Yolağzı", bugünkü
adı Arap Şükrü olan
muhitte çeşme yaptırmış ve başına bir kitabe
eklemiş: "Her kula helâl, Müslüman'a haram!.."

Bursa başkent, tabii Osmanlı karışmış, bu nasıl fitnedir diye...
Gitmişler kadıya şikâyete, adam yakalanıp yaka-paça huzûra getirilmiş.
"Bu nasıl fitnedir, dîni İslâm, ahâlisi Müslüman olan koca devlette
sen kalk, hayrattır,
sebildir diye çeşme yap, ama suyunu
Müslüman'a yasakla!.. Olacak iş midir, nedir sebebi, aklını mı
yitirdin?.." diye çıkışmışlar adama.
Adam:

- "Müsaade buyurun, sebebi vardır, lâkin isbat ister, delil şarttır..."
dedikçe kadı kızmış:
- "Ne delili, ne isbatı?.. Sen fitne çıkardın, Müslüman ahâlinin
huzûrunu kaçırdın, katlin vâciptir!" demiş.

Demiş ama, bir yandan da merak edermiş:
- "Nedir gerekçen?.." diye sormuş.
Adam:
- "Bir tek Sultan'a derim..."
diye cevap verince, ortalık yine karışmış. Söz Sultan'a gitmiş, adam

yaka paça saraya götürülmüş...Padişah da sinirlenmiş ama, diğer yandan
o da meraklanırmış:
- "De bakalım ne diyeceksen. Bu nasıl iştir ki, hem çeşmeyi yaparsın,
hem de her kula helâl,

Müslüman'a haram yazarsın?.."
Adam, başı önünde konuşur:
- "Delilim vardır, lâkin isbat ister."
- "Ya dediğin gibi sağlam değilse delilin?.."
- "O zaman boynum, hükme kıldan incedir Sultânım..."

- "Eeee?!.."
- "Sultânım, herhangi bir havradan (sinagog) rastgele bir hahamı
izahsız yaka-paça tutuklayın, bir hafta tutun. Bakın neler olacak..."
Dediği yapılmış adamın.
Bütün azınlıklar bir olmuş, başlarında
Mûsevîler, "ne oluyor, bu ne zulüm?.. Bizim din adamımıza biz kefiliz,
ne gerekirse söyleyin yapalım, o masûmdur, gerekirse kefâlet
ödeyelim..."

Çevre ülkelerden bile elçiler gelmiş, elçiler mektup üstüne mektup
getirmiş... Bir hafta dolunca, adam:
- "Sultânım, artık bırakmak zamanıdır" demiş.
Haham bırakılmış, azınlıklar mutlu, bu sefer
Sultan'a teşekkürler,hediyeler...
Az zaman geçmiş ki, adam:
- "Aynı işi herhangi bir kiliseden herhangi bir papaz için yaptırınız

Eeee Sultânım" demiş.
Aynı şekilde bir papaz derdest edilip yaka-paça alınmış Pazar
âyininden ve aynı tepkiler artarak devam
etmiş. Haftası dolunca da
serbest bırakılmış. Mutlulukk ve sevinç gösterileri daha bir
fazlalaşmış, teşekkürler, şükranlar... Levantenler din adamlarına
kavuşmanın mutluluğuyla
daha bir sarılmışlar birbirlerine...

Sultan:
- "Bitti mi?.." demiş adama.
- "Sultânım son bir iş kaldı, sonra hüküm zamanıdır izninizle" demiş.
- "Şimde nedir isteğin?.."

- "Efendim, pâyitahtımız Bursa'nın en sevilen, en sözü dinlenilen,
itimad edilen âlimini alınız minberinden..."
Adamın dediğini yapmışlar, Ulucâmi imamını
Cuma hutbesinin ortasında
almışlar, yaka-paça götürmüşler...
Ve ne olmuş bilin bakalım?..
Bir Allah'ın kulu çıkıp da, "ne oluyor, siz ne
yapıyorsunuz?.. Hiç olmazsa vaazı bitene kadar bekleseydiniz", gibi tek bir kelâm etmemiş,
imamın peşinden giden, arayan-soran olmamış...
Geçmiş bir hafta, "nerde
imam" diye gelen-giden yok!..
Aptal ve câhil
bir imam tâyin edilmiş yerine, ne konuştuğunu kendi kulağı duymayan
tam yobaz cinsinden biri... Halk hâlinden
memnun, başlamış bir dedikodu,
o geçen hafta derdest edilen koca âlim için:
- "Biz de onu adam bilmiş, hoca bellemiştik..."
- "Kimbilir ne halt etti de tevkif edildi!.."
- "Vah vaah!.. Acırım arkasında kıldığım namazlara..."
- "Sorma, sorma..."
Padişah, kadı ve adam izliyorlarmış olup-bitenleri. Sonunda Padişah
çeşmeyi yaptırana sormuş:
- "Eee, ne olacak şimdi?..
Adam:
- "Bırakma zamanıdır. Bir de özür dileyip helâllik almak lâzımdır
hocadan
."

"Haklısın" demiş padişah, denilenin yapılması için emir buyurmuş ve
adama dönmüş. Adam başı önünde konuşmuş:
- "Ey büyük Sultânım, siz irade buyurunuz lûtfen, böyle Müslümanlar'a
su helâl edilir mi?.."
Sultan acı acı tebessüm etmiş:

- "Hava bile haram, hava bile!.." demiş...




Hiç yorum yok:

HAKKIMDAKİ HER ŞEY

Yıllardır okuduğum kitap, dergi, gazete vs.lerden not aldığım özlü sözleri, fıkraları, elektronik postama gelen eğitici ve öğretici kıssadan hisse paylaşımları, bazen ağlatan, bazen güldüren, bazen ders veren öyküleri, sağlıklı yaşam önerilerini hayata dair herşeyi blogumda sizlerle paylaşmak istedim.

Amacım öğrenmek, daha fazla öğrenmek, öğrendiklerimi sizlerle paylaşmak, eğlenmek, eğlendirmek, güzel ve zevkli vakit geçirmek.

Burçlarla ilgim hiç yoktur -"ikizler burcu"nun bildiğim tek özelliği öğrenmeye sonsuz meraklıdır- bu özelliği çok iyi taşıdığım kesin.

Doğa aşığıyım saatlerce doğa belgesellerini izlemekten sıkılmam. Bunda adımın çiçek olmasının ve mesleğimin de etkisi vardır.

Sıkı bir lakto vejeteryanım. "Et, tavuk, balık ve yumurta yemeyen ama süt ve süt ürünlerini tüketen vejeteryanlar" Hayvan sevgim vejeteryan olmamı sağladı.


Klasik Türk Müziği ve eski nostaljik şarkıları dinlerim. Alpay, İlhan İREM, Ajda PEKKAN, Erol EVGİN, Yıldırım GÜRSES... hayranıyım.

Bloguma yapacağınız eleştiri ve yorumlar benim için önemlidir. Bu sayede eksiklerimi görür, düzeltirim. Eleştiriye çok açık olmadığım söylenir ama işin aslı öyle değil. (Lütfen blogumu eleştirip, yorumlarken bunu dikkate almayın çünkü beni değil blogumu eleştiriyorsunuz) Eleştirileriniz doğrultusunda blogumu yönlendiririm ve mutlaka dikkate alırım.

Eleştiri konusunda hayat felsefem: Karşımdakinin beni eleştirmesi için beni çok iyi ve içten tanıması, beni gerçekten sevdiğine inanmam lazım. Aksi takdirde eleştiriye kapalıyımdır karşımdaki insan arkadaşım, dostum aile bireyim beni çok iyi tanıyorsa ve sevdiğinden şüphem yoksa çok acımasız eleştirebilirler ve eleştirirler de ...

İnsanlarla iletişimim güçlüdür -en azından ben böyle düşünüyorum.- Çünkü insanları hatalarıyla kabul ederim zaten hatasız insan olduğuna inanmayanlardanım ben dahil. Bu konuda hayat felsefem Mevlana'nın "Hatasız dost arayan dostsuz kalır" sözüdür. Orhan Gencebay'da bir şarkısında "Hatasız kul olmaz" sözüyle arkadaşlık ve dostluk felsefemi çok iyi tanımlamış.

Fazla duygusalım değişmeyi denedim bu özelliğimden vazgeçemeyeceğimi anlayınca vazgeçtim. Zaten duygusal olmak da insan olmanın bir erdemi.

İNTERNET İLETİŞİM KOPUKLUĞU YAPIYOR MU?

OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİN ZORUNLU OLMASI DOĞRU BİR UYGULAMA MI?

MEDYANIN KÜLTÜR YOZLAŞMASI YAPTIĞINA İNANIYOR MUSUNUZ?

CANIM EDİZ UFUK'UM

CANIM EDİZ UFUK'UM
Hayatımın Anlamı

Blog Listem

CANIMIN İÇİ

CANIMIN İÇİ

Üniversite giriş sınavının tekrar iki basamaklı sınav olması sizce:

Okul öncesi yaştaki çocuklara bilgisayar sizce yararlı mı, zararlı mı?

CANLARIM

CANLARIM
HAYATIMA ANLAM VERENLER

Bu Blogda Ara

Ahh! Kalbim

Ahh! Kalbim
Powered By Blogger

İzleyiciler

Blog Arşivi

HAKKIMDA

Fotoğrafım
AĞRI, Türkiye
Klasik ikizler burcuyum. Yeni şeyler öğrenmeye, yeni yerler görmeye meraklıyım. Doğa tukunuyum.Kendimle barışık bir insanım bu konuda hayat felsefem Tevfik Fikret'in " Hak bildiğin yolda yalnız da olsa yürüyeceksin ve "çoğunluğun doğru demesi benim bu sonucu doğru dememi gerektirmez" sözüdür." İnsanlarla iletişimim güçlüdür ama hemen dost olmam. Çünkü dostluk "sevgi, saygı, güven, özveri ve sadakat üzerine kuruludur.İnsanları hatalarıyla kabul ederim şimdiye kadar hiç hatasız arkadaş aramadım. Zaten kusursuz insan olduğuna da inanmam. Mevlana'nın "Hatasız dost arayan, dostsuz kalır" ve Orhan GENCEBAY'ın bir şarkısında söylediği "Hatasız kul olmaz" sözünü dostluk felsefem olarak belirledim. Fazla modern görünmeme rağmen yeniliklere zor adapte olurum. Eski alışkanlıklarımı değiştirmek, onlardan vazgeçmek zor gelir bana.Benim için önemli olan bir şeyi benim beğenmemdir başkalarının ne dediğini fazla umursamam hatta hiç umursamam. Beğenmediğim tek yönüm hayattaki güçlüklerin beni çabuk pes ettirmesi, olumsuz duygular yüklemesi ve bu duygulardan zor kurtulmam. Değişmeyi çok denedim ama şimdiye kadar başaramadım. Bundan sonrası içinde haydi hayırlısı...Lakto vejeteryanım.