5 Eylül 2009

GÜNÜN NASIL GEÇTİ? : ):):)

Kadın : Günün nasıl geçti hayatım?

Erkek : İyi.Değişik bir şey Olmadı.

Kadın : Yani?

Erkek : Yani ne?

Kadın : Değişik ne olmadı?

Erkek : Bu nasıl soru şimdi, ne demek "Değişik ne olmadı?"

Kadın : Evet ne demek, ben de onu soruyorum zaten.

Erkek : Olmayan şeyleri mi anlatmamı istiyorsun?

Kadın : Olan şeyleri anlatmadığın çok açık.

Erkek : "Değişik bir şey olmadı " dedim ya.

Kadın : Duydum, sağır değilim.

Erkek : Sabrımı mı sınıyorsun?

Kadın : Buna gerek var mı? Sen her zaman patlamaya hazır bir bomba, ben de seni sinirlendirmemek için sürekli çaba sarfetmek zorunda olan
zavallı.

Erkek : Yöntemlerini gözden geçirmeni tavsiye etmek zorundayım.

Kadın : Sen biraz daha sakin olmaya çalışsan nasıl olur?

Erkek : Bu konuşma başlayana kadar gayet sakindim.

Kadın : Seni ben sinirlendirdim yani.

Erkek : Ben öyle birşey demedim. Bu konuyu kapatabilir miyiz lütfen?

Kadın : Kapat kapat, bunu da örtbas et bakalım.

Erkek : Evet, bugün ne olmadığını anlatmamak için konuyu değiştiriyorum.

Kadın : Şimdi bir parça dürüst davranmaya başladın işte.

Erkek : Yemekte ne var bugün?

Kadın : Değişik bir şey yok.

Kadın : Canım çok beklettim mi?

Erkek : Önemli değil aşkım, ben de gazetemi okudum.

Kadın : Merak etmedin mi?

Erkek : Neyi?

Kadın : Tam bir saat geç kaldım ve sen beni merak etmedin öyle mi?

Erkek : Aslında merak ettim, hem de çok.

Kadın : O yüzden mi oturup gazeteni okudun? Ölüm ilanımı falan mı görmeyi umuyordun?

Erkek : Ne yapsaydım, seni beklerken tırnaklarımı mı yiyecektim?

Kadın : Tabii.Bir telefon etmek aklına gelmedi değil mi? Öldüm mü, kaldım mı, tinerciler mi
saldırdı?

Erkek : Tinerciler falan saldırmamış işte.

Kadın : Pek bir kinayeli söyledin. Keşke saldırsalarmış der gibi.

Erkek : Şimdi benim anlamadığım, geç kalan sensin ama suçlu nasıl ben olabildim?

Kadın : Şöyle ki; sen beni merak etmedin, arayıp sormadın. Aynen böyle
oldu.

Erkek : Benim bildiğim geç kalacak olan arar, haber verir.

Kadın : İyi ki de aramamışım. Beyefendinin gazete keyfini bölecekmişim baksana.

Erkek : Gazete okumasaydım ne saçmalayacaktın merak ettim şimdi.

Kadın : O zaman kesin arardım.

Erkek : Yuh! İyice saçma sapan konuşmaya başladın sen.

Kadın : İşine gelmedi galiba.

Erkek : Bak garson geliyor, ne içersin?

Kadın : Canım bir şey istemiyor.

Erkek : Çay?

Kadın : İstemiyorum.

Erkek : Ihlamur?

Kadın : İstemiyorum dedim ya.

Erkek : Kök?

Kadın : Ne kökü?

Erkek : Zıkkımın kökü.

Kadın : Teskin edici özelliği varsa.

Erkek : Olmaz mı?

Kadın : Bak bu bluzu yeni aldım, nasıl?

Erkek : Çok güzel. Bu dar kesimli bluzlar çok yakışıyor sana. Volanlar da ayrı bir hareket katmış kıyafete.

Kadın : Bunları bir yerden ezberledin de söylüyorsun değil mi?

Erkek : Hayır, sadece fikrimi söyledim.

Kadın : Volan ne demek biliyorsun yani?

Erkek : Ehem. Bir fikrim var, evet.

Kadın : Hiçbir fikrin yok değil mi? Sırf konuyu kapatmak için ezberden sallıyorsun.

Erkek : Seni mutlu etmek için bu saçma sapan şeyleri ezberlemişim, hala üstüme geliyorsun.

Kadın : Konumuz bu mu şimdi? Senin ezber kabiliyetini mi tartışacağız?

Erkek : Haydaa!

Kadın : Seninle artık ortak bir mevzumuz kalmadı farkında mısın? Oturup iki satır konuşamıyoruz.

Erkek : İki satır konuşmak için moda uzmanı mı olmam gerekiyor? Sen futbolla ilgilen mesela. Ben volan dedim , sen futbolla ilgili ne diyebilirsin?

Kadın : Beni zayıf tarafımdan vurmaya çalışma tamam mı? Futbol hakkında tek bildiğim, bir top ve onar kişilik iki takımla oynandığı.

Erkek : Sen de benim tek tutkum futbol hakkında bir şey bilmiyorsun ve bak kıyamet kopmadı.

Kadın : Tek tutkun demek. Ben ne oluyorum?

Erkek : Bu konuşmanın gidişatı hiç hayırlı görünmedi gözüme.

Kadın : Senin gözüne var bir gözükecek zaten. Biricik tutkun futboldan başka bir şey görmüyorsun ki.

Erkek : Futbolu kıskandığını söyleme sakın.

Kadın : Kıskanmalı mıyım?

Erkek : Senin bluzunu beğenen de kabahat.

Kadın : Bu bluz yeni değil zaten. Üç yıldır giyiyorum ama sen farkında bile değilsin.

Erkek : Mesele şimdi anlaşıldı. Bugünkü testi geçemedim yani.

Kadın : Ne zaman geçtin ki?

Erkek : Şaşırtmaca verdin ama.

Kadın : Filhakika
zekakübü.com

Hiç yorum yok:

HAKKIMDAKİ HER ŞEY

Yıllardır okuduğum kitap, dergi, gazete vs.lerden not aldığım özlü sözleri, fıkraları, elektronik postama gelen eğitici ve öğretici kıssadan hisse paylaşımları, bazen ağlatan, bazen güldüren, bazen ders veren öyküleri, sağlıklı yaşam önerilerini hayata dair herşeyi blogumda sizlerle paylaşmak istedim.

Amacım öğrenmek, daha fazla öğrenmek, öğrendiklerimi sizlerle paylaşmak, eğlenmek, eğlendirmek, güzel ve zevkli vakit geçirmek.

Burçlarla ilgim hiç yoktur -"ikizler burcu"nun bildiğim tek özelliği öğrenmeye sonsuz meraklıdır- bu özelliği çok iyi taşıdığım kesin.

Doğa aşığıyım saatlerce doğa belgesellerini izlemekten sıkılmam. Bunda adımın çiçek olmasının ve mesleğimin de etkisi vardır.

Sıkı bir lakto vejeteryanım. "Et, tavuk, balık ve yumurta yemeyen ama süt ve süt ürünlerini tüketen vejeteryanlar" Hayvan sevgim vejeteryan olmamı sağladı.


Klasik Türk Müziği ve eski nostaljik şarkıları dinlerim. Alpay, İlhan İREM, Ajda PEKKAN, Erol EVGİN, Yıldırım GÜRSES... hayranıyım.

Bloguma yapacağınız eleştiri ve yorumlar benim için önemlidir. Bu sayede eksiklerimi görür, düzeltirim. Eleştiriye çok açık olmadığım söylenir ama işin aslı öyle değil. (Lütfen blogumu eleştirip, yorumlarken bunu dikkate almayın çünkü beni değil blogumu eleştiriyorsunuz) Eleştirileriniz doğrultusunda blogumu yönlendiririm ve mutlaka dikkate alırım.

Eleştiri konusunda hayat felsefem: Karşımdakinin beni eleştirmesi için beni çok iyi ve içten tanıması, beni gerçekten sevdiğine inanmam lazım. Aksi takdirde eleştiriye kapalıyımdır karşımdaki insan arkadaşım, dostum aile bireyim beni çok iyi tanıyorsa ve sevdiğinden şüphem yoksa çok acımasız eleştirebilirler ve eleştirirler de ...

İnsanlarla iletişimim güçlüdür -en azından ben böyle düşünüyorum.- Çünkü insanları hatalarıyla kabul ederim zaten hatasız insan olduğuna inanmayanlardanım ben dahil. Bu konuda hayat felsefem Mevlana'nın "Hatasız dost arayan dostsuz kalır" sözüdür. Orhan Gencebay'da bir şarkısında "Hatasız kul olmaz" sözüyle arkadaşlık ve dostluk felsefemi çok iyi tanımlamış.

Fazla duygusalım değişmeyi denedim bu özelliğimden vazgeçemeyeceğimi anlayınca vazgeçtim. Zaten duygusal olmak da insan olmanın bir erdemi.

İNTERNET İLETİŞİM KOPUKLUĞU YAPIYOR MU?

OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİN ZORUNLU OLMASI DOĞRU BİR UYGULAMA MI?

MEDYANIN KÜLTÜR YOZLAŞMASI YAPTIĞINA İNANIYOR MUSUNUZ?

CANIM EDİZ UFUK'UM

CANIM EDİZ UFUK'UM
Hayatımın Anlamı

Blog Listem

CANIMIN İÇİ

CANIMIN İÇİ

Üniversite giriş sınavının tekrar iki basamaklı sınav olması sizce:

Okul öncesi yaştaki çocuklara bilgisayar sizce yararlı mı, zararlı mı?

CANLARIM

CANLARIM
HAYATIMA ANLAM VERENLER

Bu Blogda Ara

Ahh! Kalbim

Ahh! Kalbim
Powered By Blogger

İzleyiciler

Blog Arşivi

HAKKIMDA

Fotoğrafım
AĞRI, Türkiye
Klasik ikizler burcuyum. Yeni şeyler öğrenmeye, yeni yerler görmeye meraklıyım. Doğa tukunuyum.Kendimle barışık bir insanım bu konuda hayat felsefem Tevfik Fikret'in " Hak bildiğin yolda yalnız da olsa yürüyeceksin ve "çoğunluğun doğru demesi benim bu sonucu doğru dememi gerektirmez" sözüdür." İnsanlarla iletişimim güçlüdür ama hemen dost olmam. Çünkü dostluk "sevgi, saygı, güven, özveri ve sadakat üzerine kuruludur.İnsanları hatalarıyla kabul ederim şimdiye kadar hiç hatasız arkadaş aramadım. Zaten kusursuz insan olduğuna da inanmam. Mevlana'nın "Hatasız dost arayan, dostsuz kalır" ve Orhan GENCEBAY'ın bir şarkısında söylediği "Hatasız kul olmaz" sözünü dostluk felsefem olarak belirledim. Fazla modern görünmeme rağmen yeniliklere zor adapte olurum. Eski alışkanlıklarımı değiştirmek, onlardan vazgeçmek zor gelir bana.Benim için önemli olan bir şeyi benim beğenmemdir başkalarının ne dediğini fazla umursamam hatta hiç umursamam. Beğenmediğim tek yönüm hayattaki güçlüklerin beni çabuk pes ettirmesi, olumsuz duygular yüklemesi ve bu duygulardan zor kurtulmam. Değişmeyi çok denedim ama şimdiye kadar başaramadım. Bundan sonrası içinde haydi hayırlısı...Lakto vejeteryanım.