10 Eylül 2009

TARTIŞMALARI KİMLER KAZANIR?


Klasik bir tartışmada, taraflar kendilerinin doğru olduğunu karşısındakinin ise yanlış olduğunu kanıtlamaya çalışırlar. Genellikle sonuçta taraflar kendi fikirlerine daha çok inanırlar ve bir biçimde kimin daha iyi argümanlar getirdiğine bakmaksızın oradan ayrılırlar.

Bir tartışmayı direnç göstererek kazanamazsınız. Böyle yaparsanız sadece karşı tarafın daha güçlü saldırısını yada savunmasını sağlarsınız.

Bir tartışmayı kazanmanın yolu öncelikle kendinizin doğruluğunu kanıtlamanın dışında bir hedef belirlemenizden geçer. Çünkü taraflar genellikle karşı tarafın görüşüne karşı defans etmek için kendilerini hazırlarlar. Yani kendi fikrinizin doğruluğu konusunda bastıracaksanız karşı tarafın buna hazırlıklı olduğunu unutmayın.

Özellikle üniversite yıllarımda özellikle ev arkadaşlarımla kendi haklılığımı ispatlamak için saatlerce süren tartışmalar yaşamışımdır. Fakat zaman içerisinde bu tecrübemi tartışmaları kazanabilmek için kullanmaya başladım ve kendi haklılığım dışında bir hedef belirleyerek tartışmalara girmeye başladım.

Peki bu başka hedef ne olmalı? Size önereceğim şey kendi iç barışınızı korurken karşınızdakinin konuya ilişkin ilgisini artırmanızdır. Yani bir diğer deyişle karşı tarafa önerdiği şeyin kendisini ve başkalarını nasıl etkileyeceği konusunu anlaması ve irdelemesi konusunda yardım etmelisiniz.

Hala karışık geliyorsa kendi amacınızdan çok karşınızdaki kişiye ve tavırlarına odaklanmanızı önerdiğimi belirtmem lazım. Onun enerjisini kendisine karşı kullanmanızdan bahsediyorum. Siz eğer onun söylediklerine karşı çıkarsanız negatif enerjisi sizi yakalayacak bu şekilde yaklaşırsanız kendi negatif enerjisi ile boğuşmak zorunda kalacaktır. Siz buna “sözlü savaş sanatları” da diyebilirsiniz. Sakın savunmaya geçmeyin, onun yorumlarını kendisine yönlendirin.

Sakın saldırmayın, bu ciddi bir hata. Çok heyecanlanabilir, kızabilir, kışkırabilirsiniz ama ne olursa olsun saldırmayın. Siz ayna gibi olun. Size karşı gelinen şeyleri onlara yansıtın. Böylece size saldırdıkça daha çok yara alacaklardır. Ve insanlar kendilerini uzun süre yumruklayamazlar.

Eğer birisi herhangi bir konuda üzerime gelmeye başlarsa şöyle diyorum: “ Bu konuda oldukça üzgün ve kızgın olduğunu görüyorum. Neden böyle düşünüyorsun?” ya da “Benim sizen istediklerimi uygun görmezseniz yapmayacağınızı söylemişsiniz, doğru mu?” ya da “Bu tavrınızın sonuç alıcı yada bizi çözüme götürücü olduğuna inanıyor musunuz?” gibi .

Siz karşınızdakinin duygularına odaklanın, kendinizinkine değil. En büyük hatamız EGOLARIMIZ. O kadar güçlülerki birileri ile tartışırken bile egolarımız üstün gelir çoğu zaman. Size söylediği hiç bir şeyi kabullenmeyin veaynen geri iade edin.

Muhtemelen benim söylediğim yukarıdaki cümlelere şöyle cevaplar gelir: “ Çünkü sen…” gibi. Sakın “Çünkü ben…” diye devam etmeyin. Sizin amacınız karşınızdakinin kendi duygularına odaklanmasını sağlamaktır.”Çünkü ben.. diye başlarsanız üstünüze alırsınız durumu.

Şöyle düşünebilirsiniz, birisi size hediye vermek istedi ama siz kabul etmediniz. Size hediyeyi vermek isteyen hala o hediyeye sahiptir. Yani size karşı bir saldırıyı reddetseniz bile yine saldırı gelebilecektir. Bu sebeple kabul etmelisiniz.

Bu söylediklerim biraz zaman birazda pratik işi tabiki. Sizin yapmanız gereken biraz sevecenlik göstermek, empati yapmak ve negatifliğin sizinle ilgili olmadığını düşünmektir. Negatiflik sizinle tartışanın sizinle ilgili gördüğü içsel bir konudur sadece. Çoğu insan duyguları ve egosuyla hareket ederek tatışmaları başlattığı için konuya kendi tarafından yeterince objektif bakmamaktadır. Siz eğer bu bakışı karşı tarafa yakalatabilirseniz tartışlmayı kazandınız demektir.

Size önerim sizinle tartışan kişinin yerine kendinizi koyup olabildiğince bu duruma nasıl geldiğini anlamaya çalışmanız. Zaten bir takım şeyler onu bu duruma sürüklemişse o zaman ona göre ona durumunu izah edebilirsiniz.

Diyelimki bunları yaptınız iki şey olabilir;

1-Karşınızdaki kendisiyle yüzleşmekten korkar ve kaçar,

2- kendisine dürüst olur ve hesaplaşır, haksızlığını kabul eder, ders çıkatmaya çalışır.

İnsanlar, inandıkları şeyleri, karşı tarafın haklı önermeleriyle değiştirmiyorlar. Kendileri nasıl ikna oldularsa yine aynı şekilde aksine ikna edilmek istiyorlar. Buda ancak kendi kendileri yani kendi öenrmelerini kendilerinin çürütmeleriyle mümkün oluyor.

www.savassakar.com

Hiç yorum yok:

HAKKIMDAKİ HER ŞEY

Yıllardır okuduğum kitap, dergi, gazete vs.lerden not aldığım özlü sözleri, fıkraları, elektronik postama gelen eğitici ve öğretici kıssadan hisse paylaşımları, bazen ağlatan, bazen güldüren, bazen ders veren öyküleri, sağlıklı yaşam önerilerini hayata dair herşeyi blogumda sizlerle paylaşmak istedim.

Amacım öğrenmek, daha fazla öğrenmek, öğrendiklerimi sizlerle paylaşmak, eğlenmek, eğlendirmek, güzel ve zevkli vakit geçirmek.

Burçlarla ilgim hiç yoktur -"ikizler burcu"nun bildiğim tek özelliği öğrenmeye sonsuz meraklıdır- bu özelliği çok iyi taşıdığım kesin.

Doğa aşığıyım saatlerce doğa belgesellerini izlemekten sıkılmam. Bunda adımın çiçek olmasının ve mesleğimin de etkisi vardır.

Sıkı bir lakto vejeteryanım. "Et, tavuk, balık ve yumurta yemeyen ama süt ve süt ürünlerini tüketen vejeteryanlar" Hayvan sevgim vejeteryan olmamı sağladı.


Klasik Türk Müziği ve eski nostaljik şarkıları dinlerim. Alpay, İlhan İREM, Ajda PEKKAN, Erol EVGİN, Yıldırım GÜRSES... hayranıyım.

Bloguma yapacağınız eleştiri ve yorumlar benim için önemlidir. Bu sayede eksiklerimi görür, düzeltirim. Eleştiriye çok açık olmadığım söylenir ama işin aslı öyle değil. (Lütfen blogumu eleştirip, yorumlarken bunu dikkate almayın çünkü beni değil blogumu eleştiriyorsunuz) Eleştirileriniz doğrultusunda blogumu yönlendiririm ve mutlaka dikkate alırım.

Eleştiri konusunda hayat felsefem: Karşımdakinin beni eleştirmesi için beni çok iyi ve içten tanıması, beni gerçekten sevdiğine inanmam lazım. Aksi takdirde eleştiriye kapalıyımdır karşımdaki insan arkadaşım, dostum aile bireyim beni çok iyi tanıyorsa ve sevdiğinden şüphem yoksa çok acımasız eleştirebilirler ve eleştirirler de ...

İnsanlarla iletişimim güçlüdür -en azından ben böyle düşünüyorum.- Çünkü insanları hatalarıyla kabul ederim zaten hatasız insan olduğuna inanmayanlardanım ben dahil. Bu konuda hayat felsefem Mevlana'nın "Hatasız dost arayan dostsuz kalır" sözüdür. Orhan Gencebay'da bir şarkısında "Hatasız kul olmaz" sözüyle arkadaşlık ve dostluk felsefemi çok iyi tanımlamış.

Fazla duygusalım değişmeyi denedim bu özelliğimden vazgeçemeyeceğimi anlayınca vazgeçtim. Zaten duygusal olmak da insan olmanın bir erdemi.

İNTERNET İLETİŞİM KOPUKLUĞU YAPIYOR MU?

OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİN ZORUNLU OLMASI DOĞRU BİR UYGULAMA MI?

MEDYANIN KÜLTÜR YOZLAŞMASI YAPTIĞINA İNANIYOR MUSUNUZ?

CANIM EDİZ UFUK'UM

CANIM EDİZ UFUK'UM
Hayatımın Anlamı

Blog Listem

CANIMIN İÇİ

CANIMIN İÇİ

Üniversite giriş sınavının tekrar iki basamaklı sınav olması sizce:

Okul öncesi yaştaki çocuklara bilgisayar sizce yararlı mı, zararlı mı?

CANLARIM

CANLARIM
HAYATIMA ANLAM VERENLER

Bu Blogda Ara

Ahh! Kalbim

Ahh! Kalbim
Powered By Blogger

İzleyiciler

Blog Arşivi

HAKKIMDA

Fotoğrafım
AĞRI, Türkiye
Klasik ikizler burcuyum. Yeni şeyler öğrenmeye, yeni yerler görmeye meraklıyım. Doğa tukunuyum.Kendimle barışık bir insanım bu konuda hayat felsefem Tevfik Fikret'in " Hak bildiğin yolda yalnız da olsa yürüyeceksin ve "çoğunluğun doğru demesi benim bu sonucu doğru dememi gerektirmez" sözüdür." İnsanlarla iletişimim güçlüdür ama hemen dost olmam. Çünkü dostluk "sevgi, saygı, güven, özveri ve sadakat üzerine kuruludur.İnsanları hatalarıyla kabul ederim şimdiye kadar hiç hatasız arkadaş aramadım. Zaten kusursuz insan olduğuna da inanmam. Mevlana'nın "Hatasız dost arayan, dostsuz kalır" ve Orhan GENCEBAY'ın bir şarkısında söylediği "Hatasız kul olmaz" sözünü dostluk felsefem olarak belirledim. Fazla modern görünmeme rağmen yeniliklere zor adapte olurum. Eski alışkanlıklarımı değiştirmek, onlardan vazgeçmek zor gelir bana.Benim için önemli olan bir şeyi benim beğenmemdir başkalarının ne dediğini fazla umursamam hatta hiç umursamam. Beğenmediğim tek yönüm hayattaki güçlüklerin beni çabuk pes ettirmesi, olumsuz duygular yüklemesi ve bu duygulardan zor kurtulmam. Değişmeyi çok denedim ama şimdiye kadar başaramadım. Bundan sonrası içinde haydi hayırlısı...Lakto vejeteryanım.