12 Eylül 2009

SONBAHAR DEPRESYONUNA DİKKAT

Sonbahar ve kış döneminde havaların değişmesi ruh halinizi de değiştirmeye başlar.

Yaz mevsimi insanların rutin işlerinin azaldığı, doğanın tazelendiği, tatillerin yapıldığı bir mevsim. Bu arada gündüzler uzamış ve insanların iş sonrası kendilerine ayırabildikleri zaman da artmış oluyor. Deniz kenarları ve parklar vaktini değerlendirmek isteyenler için bekliyor. Yazın yaşanan tüm bu canlanmaya karşın sonbahar ve kış döneminde tersine bir dönem yaşanıyor. Gündüzler kısalmaya, havalar değişmeye, doğa hüzne bulanmaya başlıyor. Bu değişimden insanlar da nasibini alıyor. Bu da sonbahar depresyonuna neden oluyor.

International Hospital'dan Psikolog Ferahim Yeşilyurt, sonbahar depresyonu hakkında merak edilenleri yanıtladı:

Sonbahar gelince neden depresif oluyoruz?İlkbahar doğanın canlanmasına, sonbahar ise canlılığını azaltmasına karşılık gelir. Bu nedenle sonbahar hüznü çağrıştırır. Havaların kötüleşmesi açık alanlardan tekrar güneşsiz kapalı alanlara gidilecek olması keyifsizlik ve mutsuzluk verebilir. Güneşli güzel günlerin artık gerilerde kaldığı, çetin kış koşullarının tekrar gelmek üzere olduğunu hatırlatır. Bu nedenle sonbahar hüzün mevsimi olarak anılır.

Güneşi az görmek, iş sorumluluklarının artması, okulların başlaması, havaların serinlemesi insanlarda birtakım ruhsal değişimlere neden olur.

Ferahim Yeşilyurt sonbahar depresyonunun en sık rastlanan belirtilerinin hüzün, yorgunluk ve enerji azlığı olduğunu belirtirken, diğer belirtileri şöyle sıraladı:

• Sabah uyanmakta güçlük çekme
• Yataktan kalkmak istememe
• Karamsarlık
• Cinsel enerjide azalma
• Çabuk sinirlenme

Depresif ruh halinden çıkmak için neler yapılmalı?
İyi bir tatil sonrasında yeterince dinlendiğimizi düşünmek lazım.“Bu kadar tatilden sonra yeniden yeni sorumluluklar alabilirim.” diye düşünmek lazım. Yeni planlar hazırlamakta fayda var. Yeni planlar hem bizi bir şeyler yapmak için zorlar hem de hareketlendirir. Uyku ve beslenme alışkanlıklarımızı yeniden tatil öncesine göre düzenlemek gerekir. Yeni amaçlar, hedefler oluşturmak gerekir. Yazın bazı güzellikleri olsa da sonbahar ve kış mevsiminin de benzer güzellikleri olduğu hatırlanmalı. Yazın çoğunlukla sinema ve tiyatroya gitmek istenmezken, bu dönemlerde bu faaliyetlerle ilgilenilebilir.


Gün ışığının azalması depresyonu artırıyor mu?
Güneş ışınlarının daha az olduğu kış aylarında depresif duyguların daha fazla arttığı bilinir. Hatta depresyonda “ışık tedavisi” adında bir yöntem bile vardır. Özellikle İskandinav ülkeleri gibi kış aylarının çok yoğun geçtiği bölgelerde bu tedaviden yararlanılır.
Enerjimizi artırmak amacıyla neler önerirsiniz?

• Düzenli egzersiz yapın. Günde bir saat yürüyüş bile yeterli.
• Sağlıklı beslenmeye özen gösterin.
• Düzenli uyuyun. Aynı saatte yatıp, aynı saatte kalkın.
• Güne mutlaka iyi bir kahvaltıyla başlayın.
• Arkadaşlarınıza vakit ayırın.
• İşyerinde kısa molalar verin.
• Keyif aldığınız aktiviteleri planlamaya çalışın.

Sonbahar depresyonu en çok kimlerde görünüyor?
Depresif duygu durumu, çökkünlük, kaygı ve endişe genellikle kadınlarda daha sık görülür. Bu nedenle sonbahar depresyonunun da kadınlarda daha sık görüldüğünü söyleyebiliriz. Diğer taraftan daha önce depresyon tanısı almış kişilerde de bu dönemlerde depresyonun tekrarlama ihtimali artar. Özellikle karamsar, endişeli, özgüveni düşük kişiler bu dönemlerde daha fazla risk taşırlar.

Yiyeceklerin de ruh halimiz üzerinde etkisi var mı?
Beyaz şekerden uzak durmak gerekir. Kan şekerini hızla yükseltip düşürdükleri için halsizlik, yorgunluk hislerine neden olabilirler ya da artırabilirler. Bunun yerine şekeri doğal meyvelerden kullanmak daha iyidir. Tatlı, çikolata ve pastaların fazla tüketimi fayda sağlamaz. Diğer taraftan vitamin eksikliğine bağlı olarak da yorgunluk halsizlik hissedilebilir. Bunu gidermek için doğal ya da medikal vitaminler kullanılabilir.

hurriyet.com.tr

Hiç yorum yok:

HAKKIMDAKİ HER ŞEY

Yıllardır okuduğum kitap, dergi, gazete vs.lerden not aldığım özlü sözleri, fıkraları, elektronik postama gelen eğitici ve öğretici kıssadan hisse paylaşımları, bazen ağlatan, bazen güldüren, bazen ders veren öyküleri, sağlıklı yaşam önerilerini hayata dair herşeyi blogumda sizlerle paylaşmak istedim.

Amacım öğrenmek, daha fazla öğrenmek, öğrendiklerimi sizlerle paylaşmak, eğlenmek, eğlendirmek, güzel ve zevkli vakit geçirmek.

Burçlarla ilgim hiç yoktur -"ikizler burcu"nun bildiğim tek özelliği öğrenmeye sonsuz meraklıdır- bu özelliği çok iyi taşıdığım kesin.

Doğa aşığıyım saatlerce doğa belgesellerini izlemekten sıkılmam. Bunda adımın çiçek olmasının ve mesleğimin de etkisi vardır.

Sıkı bir lakto vejeteryanım. "Et, tavuk, balık ve yumurta yemeyen ama süt ve süt ürünlerini tüketen vejeteryanlar" Hayvan sevgim vejeteryan olmamı sağladı.


Klasik Türk Müziği ve eski nostaljik şarkıları dinlerim. Alpay, İlhan İREM, Ajda PEKKAN, Erol EVGİN, Yıldırım GÜRSES... hayranıyım.

Bloguma yapacağınız eleştiri ve yorumlar benim için önemlidir. Bu sayede eksiklerimi görür, düzeltirim. Eleştiriye çok açık olmadığım söylenir ama işin aslı öyle değil. (Lütfen blogumu eleştirip, yorumlarken bunu dikkate almayın çünkü beni değil blogumu eleştiriyorsunuz) Eleştirileriniz doğrultusunda blogumu yönlendiririm ve mutlaka dikkate alırım.

Eleştiri konusunda hayat felsefem: Karşımdakinin beni eleştirmesi için beni çok iyi ve içten tanıması, beni gerçekten sevdiğine inanmam lazım. Aksi takdirde eleştiriye kapalıyımdır karşımdaki insan arkadaşım, dostum aile bireyim beni çok iyi tanıyorsa ve sevdiğinden şüphem yoksa çok acımasız eleştirebilirler ve eleştirirler de ...

İnsanlarla iletişimim güçlüdür -en azından ben böyle düşünüyorum.- Çünkü insanları hatalarıyla kabul ederim zaten hatasız insan olduğuna inanmayanlardanım ben dahil. Bu konuda hayat felsefem Mevlana'nın "Hatasız dost arayan dostsuz kalır" sözüdür. Orhan Gencebay'da bir şarkısında "Hatasız kul olmaz" sözüyle arkadaşlık ve dostluk felsefemi çok iyi tanımlamış.

Fazla duygusalım değişmeyi denedim bu özelliğimden vazgeçemeyeceğimi anlayınca vazgeçtim. Zaten duygusal olmak da insan olmanın bir erdemi.

İNTERNET İLETİŞİM KOPUKLUĞU YAPIYOR MU?

OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİN ZORUNLU OLMASI DOĞRU BİR UYGULAMA MI?

MEDYANIN KÜLTÜR YOZLAŞMASI YAPTIĞINA İNANIYOR MUSUNUZ?

CANIM EDİZ UFUK'UM

CANIM EDİZ UFUK'UM
Hayatımın Anlamı

Blog Listem

CANIMIN İÇİ

CANIMIN İÇİ

Üniversite giriş sınavının tekrar iki basamaklı sınav olması sizce:

Okul öncesi yaştaki çocuklara bilgisayar sizce yararlı mı, zararlı mı?

CANLARIM

CANLARIM
HAYATIMA ANLAM VERENLER

Bu Blogda Ara

Ahh! Kalbim

Ahh! Kalbim
Powered By Blogger

İzleyiciler

Blog Arşivi

HAKKIMDA

Fotoğrafım
AĞRI, Türkiye
Klasik ikizler burcuyum. Yeni şeyler öğrenmeye, yeni yerler görmeye meraklıyım. Doğa tukunuyum.Kendimle barışık bir insanım bu konuda hayat felsefem Tevfik Fikret'in " Hak bildiğin yolda yalnız da olsa yürüyeceksin ve "çoğunluğun doğru demesi benim bu sonucu doğru dememi gerektirmez" sözüdür." İnsanlarla iletişimim güçlüdür ama hemen dost olmam. Çünkü dostluk "sevgi, saygı, güven, özveri ve sadakat üzerine kuruludur.İnsanları hatalarıyla kabul ederim şimdiye kadar hiç hatasız arkadaş aramadım. Zaten kusursuz insan olduğuna da inanmam. Mevlana'nın "Hatasız dost arayan, dostsuz kalır" ve Orhan GENCEBAY'ın bir şarkısında söylediği "Hatasız kul olmaz" sözünü dostluk felsefem olarak belirledim. Fazla modern görünmeme rağmen yeniliklere zor adapte olurum. Eski alışkanlıklarımı değiştirmek, onlardan vazgeçmek zor gelir bana.Benim için önemli olan bir şeyi benim beğenmemdir başkalarının ne dediğini fazla umursamam hatta hiç umursamam. Beğenmediğim tek yönüm hayattaki güçlüklerin beni çabuk pes ettirmesi, olumsuz duygular yüklemesi ve bu duygulardan zor kurtulmam. Değişmeyi çok denedim ama şimdiye kadar başaramadım. Bundan sonrası içinde haydi hayırlısı...Lakto vejeteryanım.