3 Eylül 2009

BALONLAR

Adamın hastalığına çare bulamayan doktorlardan biri,
kendisine Evliya denilen bir ihtiyarın adresini
vermiş. Söylenenlere göre en ağır hastalar o zatın
duasıyla iyileşebiliyormuş.

İhtiyar adam verilen adresi çaresizlik içinde cebine atıp doktorun yanından ayrıldığında, sokağın köşesinde simit satan 6-7
yaşlarındaki bir çocuğa rastladı. Çocuk son derece
masum gözlerle kendisine bakıyor ve onu tanıyormuş
gibi gülümsüyordu.


Adam o yaştaki çocukların tamamen günahsız olduğunu
düşünerek yoluna devam ederken , aniden duruverdi.
Simitçinin üzerindeki eski t-shirt'ün üzerinde bir "E"
harfi yazılıydı. Ve bu "E" mutlaka evliyanın "E"'si
olmalıydı. Aradığı evliyaya bu kadar çabuk ulaşmanın
heyecanıyla yanına gidip bir simit aldıktan sonra :


-Doktorlar benim hasta olduğumu söylediler , dedi.
İyileşmem için bana dua edermisin ?
Çocuk bu teklif karşısında şaşırmışa benziyordu.
Kafasını olur der gibi sallarken:


- Bende sık sık hastalanıyorum , diye karşılık verdi.
Ama dedem , Allaha inananların ölünce yıldızlara
uçtuklarını ve orada cenneti seyrettiklerini söylüyor.
Bu yüzden korkmuyorum hastalıklardan.


Adam içinin bir anda ferahladığını hissetti. Onun
soğuktan moraran yanaklarına bir öpücük kondururken:

- Deden çok doğru söylemiş dedi. Ama ben yine de
yardım istiyorum senden.
Çocuk duasının kıymetini anlamış gibiydi. Karşı
kaldırımdan geçmekte olan baloncuyu gösterek ;
- Size dua edeceğim diye cevap verdi. Ama eğer
iyileşirseniz, bana 10 tane balon alacaksınız ,tamam mı ?


Bu sefer adam başını salladı.. Fakat çocuk bu kadar
büyük bir hazineyi istemekle haksızlık yaptığına
hükmetmişti. Mahcubiyetten kızaran yanaklarını
elleriyle örtmeye çalışırken:


- Uçan balon almanıza gerek yok , diye devam etti.
Normalinden 10 tane istemiştim. :))
Adam elini uzatarak çocukla tokalaştý. Anlaşma nihayet
yapılmış , ayrıntılara geçilmişti. Buna göre
hastalıktan kurtulması halinde 6 ay sonraki Ramazan
Bayramında çocukla buluşacak ve her hangi bir sebeple
gelemediği takdirde , önceden hazırlanan balonların
ona ulaşmasını veya postalanmasını sağlayacaktı.


Adam küçük çocuğun adını ve adresini bir kağıda
yazdıktan sonra , başını okşayarak onunla vedalaştı.
Aradan soğuk bir kış geçip Ramazan'a ulaşıldığında,
adamın hastalığından eser bile kalmamıştı. Hayata
tekrar dönmenin sevinciyle en güzel balonlardan bir
paket hazırladı ve bayramın ilk gününü iple çekerek
randevu yerine gitti. Küçüklerin cıvıl cıvıl
kaynaþştığı bayram yerindeki diğer simitçiler,çocuğu
tanımıyordu. Adam onu biraz ilerdeki bakkala
sorduğunda , dükkan sahibi ;
- Ciğerleri hastaydı yavrucağın , dedi. Geçen hafta
aniden ölüverdi.
Adam bir anda beyninden vurulmuşa döndü. Ve koşar
adımlarla orayı terkederken, önüne çıkan ilk
baloncuya bir tomar para uzatıp:
- Şu an uçan balonlardan 10 tane istiyorum, dedi.


Çabuk ol , gecikmeden ulaşmalı yerine.
Adam satıcının aceleyle uzattığı balonların iplerini
birbirine düğümledikten sonra ,onları besmeleyle
gökyüzüne bıraktı. Bayram yerindeki herkes gibi
baloncu da şaşkındı. Sonunda dayanamayıp:
- Ne yaptığınızı anlayamadım dedi. Neden bıraktınız
onları öyle ?


Adam , nazlı nazlı yükselmekte olan balonları buğulu
gözlerle takip ederken:
- Onları bekleyen küçücük bir dostum var, diye
mırıldandı. Hemde evliya gibi bir dost. Balonları
adresine postaladım sadece.
CÜNEYT SÜAVİ
Akgül

Hiç yorum yok:

HAKKIMDAKİ HER ŞEY

Yıllardır okuduğum kitap, dergi, gazete vs.lerden not aldığım özlü sözleri, fıkraları, elektronik postama gelen eğitici ve öğretici kıssadan hisse paylaşımları, bazen ağlatan, bazen güldüren, bazen ders veren öyküleri, sağlıklı yaşam önerilerini hayata dair herşeyi blogumda sizlerle paylaşmak istedim.

Amacım öğrenmek, daha fazla öğrenmek, öğrendiklerimi sizlerle paylaşmak, eğlenmek, eğlendirmek, güzel ve zevkli vakit geçirmek.

Burçlarla ilgim hiç yoktur -"ikizler burcu"nun bildiğim tek özelliği öğrenmeye sonsuz meraklıdır- bu özelliği çok iyi taşıdığım kesin.

Doğa aşığıyım saatlerce doğa belgesellerini izlemekten sıkılmam. Bunda adımın çiçek olmasının ve mesleğimin de etkisi vardır.

Sıkı bir lakto vejeteryanım. "Et, tavuk, balık ve yumurta yemeyen ama süt ve süt ürünlerini tüketen vejeteryanlar" Hayvan sevgim vejeteryan olmamı sağladı.


Klasik Türk Müziği ve eski nostaljik şarkıları dinlerim. Alpay, İlhan İREM, Ajda PEKKAN, Erol EVGİN, Yıldırım GÜRSES... hayranıyım.

Bloguma yapacağınız eleştiri ve yorumlar benim için önemlidir. Bu sayede eksiklerimi görür, düzeltirim. Eleştiriye çok açık olmadığım söylenir ama işin aslı öyle değil. (Lütfen blogumu eleştirip, yorumlarken bunu dikkate almayın çünkü beni değil blogumu eleştiriyorsunuz) Eleştirileriniz doğrultusunda blogumu yönlendiririm ve mutlaka dikkate alırım.

Eleştiri konusunda hayat felsefem: Karşımdakinin beni eleştirmesi için beni çok iyi ve içten tanıması, beni gerçekten sevdiğine inanmam lazım. Aksi takdirde eleştiriye kapalıyımdır karşımdaki insan arkadaşım, dostum aile bireyim beni çok iyi tanıyorsa ve sevdiğinden şüphem yoksa çok acımasız eleştirebilirler ve eleştirirler de ...

İnsanlarla iletişimim güçlüdür -en azından ben böyle düşünüyorum.- Çünkü insanları hatalarıyla kabul ederim zaten hatasız insan olduğuna inanmayanlardanım ben dahil. Bu konuda hayat felsefem Mevlana'nın "Hatasız dost arayan dostsuz kalır" sözüdür. Orhan Gencebay'da bir şarkısında "Hatasız kul olmaz" sözüyle arkadaşlık ve dostluk felsefemi çok iyi tanımlamış.

Fazla duygusalım değişmeyi denedim bu özelliğimden vazgeçemeyeceğimi anlayınca vazgeçtim. Zaten duygusal olmak da insan olmanın bir erdemi.

İNTERNET İLETİŞİM KOPUKLUĞU YAPIYOR MU?

OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİN ZORUNLU OLMASI DOĞRU BİR UYGULAMA MI?

MEDYANIN KÜLTÜR YOZLAŞMASI YAPTIĞINA İNANIYOR MUSUNUZ?

CANIM EDİZ UFUK'UM

CANIM EDİZ UFUK'UM
Hayatımın Anlamı

Blog Listem

CANIMIN İÇİ

CANIMIN İÇİ

Üniversite giriş sınavının tekrar iki basamaklı sınav olması sizce:

Okul öncesi yaştaki çocuklara bilgisayar sizce yararlı mı, zararlı mı?

CANLARIM

CANLARIM
HAYATIMA ANLAM VERENLER

Bu Blogda Ara

Ahh! Kalbim

Ahh! Kalbim
Powered By Blogger

İzleyiciler

Blog Arşivi

HAKKIMDA

Fotoğrafım
AĞRI, Türkiye
Klasik ikizler burcuyum. Yeni şeyler öğrenmeye, yeni yerler görmeye meraklıyım. Doğa tukunuyum.Kendimle barışık bir insanım bu konuda hayat felsefem Tevfik Fikret'in " Hak bildiğin yolda yalnız da olsa yürüyeceksin ve "çoğunluğun doğru demesi benim bu sonucu doğru dememi gerektirmez" sözüdür." İnsanlarla iletişimim güçlüdür ama hemen dost olmam. Çünkü dostluk "sevgi, saygı, güven, özveri ve sadakat üzerine kuruludur.İnsanları hatalarıyla kabul ederim şimdiye kadar hiç hatasız arkadaş aramadım. Zaten kusursuz insan olduğuna da inanmam. Mevlana'nın "Hatasız dost arayan, dostsuz kalır" ve Orhan GENCEBAY'ın bir şarkısında söylediği "Hatasız kul olmaz" sözünü dostluk felsefem olarak belirledim. Fazla modern görünmeme rağmen yeniliklere zor adapte olurum. Eski alışkanlıklarımı değiştirmek, onlardan vazgeçmek zor gelir bana.Benim için önemli olan bir şeyi benim beğenmemdir başkalarının ne dediğini fazla umursamam hatta hiç umursamam. Beğenmediğim tek yönüm hayattaki güçlüklerin beni çabuk pes ettirmesi, olumsuz duygular yüklemesi ve bu duygulardan zor kurtulmam. Değişmeyi çok denedim ama şimdiye kadar başaramadım. Bundan sonrası içinde haydi hayırlısı...Lakto vejeteryanım.