1 Eylül 2009

CEP TELEFONU KULLANIYORSANIZ MUTLAKA OKUYUN

Neredeyse herkesin cep telefonu olduğuna göre, bu yazıyı sizin de okumanız gerekiyor

Merak edenler için ülkemizde ne kadar cep telefonu olduğunu açıklayalım. Türkiye’de 117 milyon cep telefonu var. Bunların yaklaşık 50 milyonu kullanılmıyor.

KAYBOLMA VEYA ÇALINMA

Cep telefonunuz kaybolursa ya da çalınırsa ne yapacağınızı biliyor musunuz?

“Canım sağolsun, yenisini alırım” demeyin. Olayın ciddi riskleri var.

Örneğin bulan ya da çalan kişi kendi kullanabileceği gibi, başka birine de verebilir.

Telefonunuzu kullanacak olan kişi, 2 bin 500 civarındaki abone merkezlerinden birine gider ve (sahte bir kimlikle) “sim kart” almak suretiyle, telefonunuzu kullanmaya başlar.

Telefonunuz; hırsızlık, tehdit, şantaj, terörizm veya yasa dışı başka bir olayda ya da eylemde kullanılırsa, IMEI denilen elektronik kimlik bilgisinden hareketle size ulaşılabilir…

Hemen ardından da haksız bir suçlama veya tutuklama ile karşılaşabilirsiniz.

NE YAPMAK GEREKİYOR?

Cep telefonunuzun kaybolması ya da çalınması halinde, sevimsiz bir suçlama veya tutuklama ile karşılaşmak istemiyorsanız;

1- Cep telefonunuzun IMEI numarasını, uygun bir yere kaydedin.

2- Cep telefonunuz kaybolduğunda veya çalındığında, Telekomünikasyon Kurumu Bilgi İhbar Merkezi’ni 44 97 77 veya 0312 232 23 23 numaralardan arayarak, kimlik bilgilerinizi doğrulatmak suretiyle,
cep telefonunuzu geçici olarak kullanıma kapattırabilirsiniz.

3- Cep telefonunuzun IMEI numarasını bilmiyorsanız “* # 06 #” tuşlarına basın. Elektronik kimlik belgenizi ekranda göreceksiniz. O numarayı uygun bir yere kaydedin.
Çalınınca ya da kaybolunca Bilgi İhbar Merkezi’ne bildirip, olası tehlikelerden kurtulabileceksiniz.

4- Biraz daha zamanınız varsa, cep telefonunuzun arka kasasındaki IMEI numarasını bulun. İkisinin de aynı olması gerekir. Aksi halde, elinizdeki telefonun IMEI numarası klonlanmış (elektronik kimlik bilgisi değiştirilmiş) olabilir.

SATARKEN DİKKAT

Türkiye’de 50 milyon civarında daha önce kullanılmış, şu anda yenisi alındığı için kullanılmayan, cep telefonu var.

Bunların, elden üçüncü kişilere belgesiz satışı, son derece riskli. Telefonunuzu alan kişi veya onun sattığı kişi, yasa dışı bir eylemde ya da olayda kullandığında, sizin başınız ağrır.

İkinci el telefonların, bunu alan firmaya “gider pusulası” karşılığı satılması gerekiyor.

Gider pusulasına, sattığınız cep telefonunun IMEI numarası da yazılacak bu da sizi satışı belgelendirme yönünden rahatlatacaktır.

İKİ ÖNERİ

Yukarıdaki sorunları çözmek için iki somut önerimiz var.

1. Kullanılmış cep telefonunun satışında KDV oranı yüzde 18 yerine yüzde 1 olsun.

Böylelikle, kullanılabilir olanlar kayıt altında ekonomiye kazandırılsın.

2. Cep telefonu satılırken, alıcıya telefonla birlikte cihazın marka, model ve IMEI numarasını belirten “mobil cihaz kimlik kartı” verilmesi zorunlu kılınsın. Çalındığında ya da kaybolduğunda, cep telefonunun sahibi, bu numaraya göre bildirimde bulunsun.

Bakın işte, ne kadar pratik bir çözüm.

Bunun için bir genelge ve bir de kararname yeterli…

Şükrü KIZILOT – HÜRRİYET

Hiç yorum yok:

HAKKIMDAKİ HER ŞEY

Yıllardır okuduğum kitap, dergi, gazete vs.lerden not aldığım özlü sözleri, fıkraları, elektronik postama gelen eğitici ve öğretici kıssadan hisse paylaşımları, bazen ağlatan, bazen güldüren, bazen ders veren öyküleri, sağlıklı yaşam önerilerini hayata dair herşeyi blogumda sizlerle paylaşmak istedim.

Amacım öğrenmek, daha fazla öğrenmek, öğrendiklerimi sizlerle paylaşmak, eğlenmek, eğlendirmek, güzel ve zevkli vakit geçirmek.

Burçlarla ilgim hiç yoktur -"ikizler burcu"nun bildiğim tek özelliği öğrenmeye sonsuz meraklıdır- bu özelliği çok iyi taşıdığım kesin.

Doğa aşığıyım saatlerce doğa belgesellerini izlemekten sıkılmam. Bunda adımın çiçek olmasının ve mesleğimin de etkisi vardır.

Sıkı bir lakto vejeteryanım. "Et, tavuk, balık ve yumurta yemeyen ama süt ve süt ürünlerini tüketen vejeteryanlar" Hayvan sevgim vejeteryan olmamı sağladı.


Klasik Türk Müziği ve eski nostaljik şarkıları dinlerim. Alpay, İlhan İREM, Ajda PEKKAN, Erol EVGİN, Yıldırım GÜRSES... hayranıyım.

Bloguma yapacağınız eleştiri ve yorumlar benim için önemlidir. Bu sayede eksiklerimi görür, düzeltirim. Eleştiriye çok açık olmadığım söylenir ama işin aslı öyle değil. (Lütfen blogumu eleştirip, yorumlarken bunu dikkate almayın çünkü beni değil blogumu eleştiriyorsunuz) Eleştirileriniz doğrultusunda blogumu yönlendiririm ve mutlaka dikkate alırım.

Eleştiri konusunda hayat felsefem: Karşımdakinin beni eleştirmesi için beni çok iyi ve içten tanıması, beni gerçekten sevdiğine inanmam lazım. Aksi takdirde eleştiriye kapalıyımdır karşımdaki insan arkadaşım, dostum aile bireyim beni çok iyi tanıyorsa ve sevdiğinden şüphem yoksa çok acımasız eleştirebilirler ve eleştirirler de ...

İnsanlarla iletişimim güçlüdür -en azından ben böyle düşünüyorum.- Çünkü insanları hatalarıyla kabul ederim zaten hatasız insan olduğuna inanmayanlardanım ben dahil. Bu konuda hayat felsefem Mevlana'nın "Hatasız dost arayan dostsuz kalır" sözüdür. Orhan Gencebay'da bir şarkısında "Hatasız kul olmaz" sözüyle arkadaşlık ve dostluk felsefemi çok iyi tanımlamış.

Fazla duygusalım değişmeyi denedim bu özelliğimden vazgeçemeyeceğimi anlayınca vazgeçtim. Zaten duygusal olmak da insan olmanın bir erdemi.

İNTERNET İLETİŞİM KOPUKLUĞU YAPIYOR MU?

OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİN ZORUNLU OLMASI DOĞRU BİR UYGULAMA MI?

MEDYANIN KÜLTÜR YOZLAŞMASI YAPTIĞINA İNANIYOR MUSUNUZ?

CANIM EDİZ UFUK'UM

CANIM EDİZ UFUK'UM
Hayatımın Anlamı

Blog Listem

CANIMIN İÇİ

CANIMIN İÇİ

Üniversite giriş sınavının tekrar iki basamaklı sınav olması sizce:

Okul öncesi yaştaki çocuklara bilgisayar sizce yararlı mı, zararlı mı?

CANLARIM

CANLARIM
HAYATIMA ANLAM VERENLER

Bu Blogda Ara

Ahh! Kalbim

Ahh! Kalbim
Powered By Blogger

İzleyiciler

Blog Arşivi

HAKKIMDA

Fotoğrafım
AĞRI, Türkiye
Klasik ikizler burcuyum. Yeni şeyler öğrenmeye, yeni yerler görmeye meraklıyım. Doğa tukunuyum.Kendimle barışık bir insanım bu konuda hayat felsefem Tevfik Fikret'in " Hak bildiğin yolda yalnız da olsa yürüyeceksin ve "çoğunluğun doğru demesi benim bu sonucu doğru dememi gerektirmez" sözüdür." İnsanlarla iletişimim güçlüdür ama hemen dost olmam. Çünkü dostluk "sevgi, saygı, güven, özveri ve sadakat üzerine kuruludur.İnsanları hatalarıyla kabul ederim şimdiye kadar hiç hatasız arkadaş aramadım. Zaten kusursuz insan olduğuna da inanmam. Mevlana'nın "Hatasız dost arayan, dostsuz kalır" ve Orhan GENCEBAY'ın bir şarkısında söylediği "Hatasız kul olmaz" sözünü dostluk felsefem olarak belirledim. Fazla modern görünmeme rağmen yeniliklere zor adapte olurum. Eski alışkanlıklarımı değiştirmek, onlardan vazgeçmek zor gelir bana.Benim için önemli olan bir şeyi benim beğenmemdir başkalarının ne dediğini fazla umursamam hatta hiç umursamam. Beğenmediğim tek yönüm hayattaki güçlüklerin beni çabuk pes ettirmesi, olumsuz duygular yüklemesi ve bu duygulardan zor kurtulmam. Değişmeyi çok denedim ama şimdiye kadar başaramadım. Bundan sonrası içinde haydi hayırlısı...Lakto vejeteryanım.